Çok güzel.:):) Turgay bey in başka
videolarını da bekliyoruz.
Necdet Çakır
05 Aralık 2010 Pazar, 00:31
karacurun eski düğünlere hasret kaldı:
dillerine sağlık warolasın : d:)
Mehmet Açıkgöz
05 Aralık 2010 Pazar, 00:25
aho ulan aho yah yaaaaaaaaahhhhhhh yaaaaaaahhhhhh
Nurettin Emirhan Balci
05 Aralık 2010 Pazar, 13:32
ben nediye yorum turgay edeme tek kelimeyle
muhteşemmmmm
Nurettin Emirhan Balci
05 Aralık 2010 Pazar, 13:34
aslında kahkeci dayıdan turgay edemi
atıştırmak lazım
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 13:37
İki tarafından da ne güzel
"dabancalılar"ı tutturmuş, işi biliy
Turgay usta :)Ve şimdi gelelim "Badeli
Nahsen"e...Rahmetli "Nahsen"in bir
devlet görevlisi tarafından vuruluarak
öldürüldüğü söylenir......Kesin olmamakla
birlikte bildiğim kadarı ile kanıtı da yoktur
ancak "Nahsen"in zamanın o yıllarında
(1930'lu yıllar) kaçakçılık ile
uğraştığı ve Suriye'de ki bazı
kişilerden de haraç topladığı
söylenir...Kabına sığmayan ve gözü kara
birisiymiş rahmetli Nahsen...Zamanın "Ahmet
bey" adındaki Polis, Nahsen'i bir kez
tutukladıktan sonra kaçar, daha sonra ikinci kez
Nahsen'i yakalarken Nahsen vurularak
hayatını kaybeder...Ve bu ağıt da O'nun
için çağrılır...
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 14:09
Keşke göç olsa :)Nerdeeeeeee :))
Resul Ke***ci
05 Aralık 2010 Pazar, 15:35
her sey güzelde bu ulu orta silah atma gelenegi
ne anlam veremiyorum. yav bu resmen suc unsuru
silah atanlarin hepsi desifre edilmis . daha fazla
yazmayayim güzelim halayimiz
,agitlarimiz,dügünlerimiz ehliyetsiz kisilerin
,coluk ,cocuk .kadinlarin arasinda silah atmasini
siddetle kiniyorum
Bozkurt Kemal
05 Aralık 2010 Pazar, 15:58
binlerce yıllık bir gelenek bir anda terk
olunamaz. silah atmamak lazm yerine silah atmayı
bir sisteme oturtmak lazım nokta
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 16:04
Yanlış anlaşılmak istemem ancak bana göre
paha biçilmez kültürel miraslarımızı ve
zenginliklerimizi icra ederken tabanca ***mak
çok basite kaçmaya başladı, tıpkı sinek
vızıltısı gibi...Ben bu yüzden tabanca
***malardan hiç etkilenmiyorum ve...lhasıl
kelam deyim yerindeyse hiç haz almıyorum...Bazen
Kalaşnikof veya tam otomatik Biksi ***anlarda
görüyorum***a yine de beni açmıyor...Bence en
uygunu Havan Topu...
Resul Ke***ci
05 Aralık 2010 Pazar, 19:47
galiba haklisin yakinda oda olur.orada birkac
kisi yaralanacak ,birileri ölecek ondan sonra ah
anam ,vah anam diye dövünecegiz
Ertuğrul Çakır
05 Aralık 2010 Pazar, 21:55
nebilim yorum,eski köye yeni adet,mi ????
Bozkurt Kemal
05 Aralık 2010 Pazar, 22:03
ede bu hayale bayıldım:))
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 22:14
Eyvallah Kemal'im...Tüm hedefler bir hayal
ile başlar ve azim ve kararlılık ile
gerçekleşir...Allah'ın izni ile kimseye
zarar vermeden, Havan Topu ile Şark'a doğru
Havan Mermileri ile selam göndereceğimiz günler
sayılıdır inşallah...
Mustafa Çakır
05 Aralık 2010 Pazar, 22:24
ben cahalım ögrenmek maksadıyla soruyom.. Bu
havan topu tutukluk yapmaz demi koskoca mıhtar
rezil olmasın :)
Pir-i Horasan
05 Aralık 2010 Pazar, 22:25
Silah olayına karşıyım. Bu silahlar
yüzünden nice canlar yandı. Silah savaşta
gerektir. Öyle olur olmadık yerde, bilinçsizce
ateşlenmesi doğru değil!Gelenlere karanfiller,
güller dağıtarak silah kullanılmaması
noktasında ricada bulunulması,... silah
kullanımının azalması noktasında etkili
olabilir.
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 23:03
Allah o günleri bize yaşatırsa (inşallah)
benim ilk olarak öncelikle kervanın en önünde
develerin yularından tuttuğumu, sonra da
simsiyah bir atıma binip, puşimi de boğazıma
sarıp "destur" diyerek en önde
olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın...
Barak Türkmen Bloğu
05 Aralık 2010 Pazar, 23:11
Arkadaşlar bu silah konusu biraz fazla uzadı
gibi. Paylaşım; halaylarımız ve ağıttır.
Lütfen abartmayalım ve grup olarak; silahlar
konusuna dair duruşumuzda nettir. "Yiğit
meydanda belli olur" diye bir atasözümüz
var. Silahın kullanımı sava...şta belli olur.
Öyle kuruya, bilinçsizce düğünlerde atılan
silahlardan, çok insanın canı fena yandı.
Hatta buna Barak tan bile örnek verebiliriz.
Barak insanı barışçıl bir toplumdur ve
silahla yiğitlik yapılmayacağını bilir. Kimi
arkadaşların "silah, bomba, tüfek,
mitralyoz" gibi sözlerini de espiri
maksatlı buluyoruz.Lütfen konunun merkezine
dönelim. Hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
Antepli Çavuş
05 Aralık 2010 Pazar, 23:16
Ölüm de bayramdır..."Yaşam" ile
"hayat" her ne kadar bir dalda iki elma
olsa da...Bir limonu zurnacının karşısına
geçip somurmak gibi geçici bir hevestir,
ölümden başkası...
Barak Türkmen Bloğu
05 Aralık 2010 Pazar, 23:33
"Ne cennet sevdalısıyız ne de
ölümden korkarız" sayın Çavuş. Konu bu
değil. Sevgilerimizle...
Isa Balcı
06 Aralık 2010 Pazartesi, 15:0
sayın kardeşim turgay şarkı sölüyor sagdan
soldan ***ıyorlar tam söylerken dicegim
bırakın adam sölesin sonra yakın ortalıgı
bence burda bir yanlışlık var bide antepli
çavuş hayata herzaman pozitif bakan bir insan
kızmaya gerek yok adam içinden gecenleri
yazmış geniş olmak lazım sayın abimmmmmm
zalimahmet
8 Şubat 2011 Salı, 22:57
Antepli Çavuşun 5/12/2010 tarihli yazısına
ithafen;
Nahseni vuran Ahmet beydir. Bu
başarısından dolayı zamanının İç İşleri
Bakanlığı tarafından taltif edilmek maksadı
ile soyadı \'\'Korkmaz\'\' olarak
değiştirilmiştir. Ahmet bey bu soyadını
emekli oluncaya kadar kullanmış, emeklilikte
tekrar aile soyadına dönmüştür. Halen
günümüzde dahi erkeklerine bey diye hitap
edilen asil ve geniş bir sülaleden gelmektedir.
Bazı yakın akrabaları hala Korkmaz ismini
soyadlarından önce kullanmaktadırlar. İnsanlar
bunu soyadı değilde isim olduğunu zannederler.
Ayrıca Devlet Ahmet beyin kanserden genç yaşta
ölen ilk karısının cenazesini devlet töreni
ile kaldırarak bu kahraman polisini birde bu
şekilde hem acısına ortak olmuş hemde
onurlandırmıştır. Devlet cenaze törenlerini
araştırınız bu gerçekten istisnai törendir.
Ben şahsen o cenaze töreninin resimlerini
gördüm. Önde resmi bando gidiyor, arkada
tüfeklerinin namluları aşağıya gelecek
şekilde bana bildirildiği şekliyle polisler yer
alıyordu. Saygılarımla;
zalimahmet2
8 Şubat 2011 Salı, 23:19
BADELİ NAHSEN GERÇEĞİ Badeli Nahsen
türküsünü ilkin 1971 yılında Gaziantep
Müzesi girişinde yaşlı bir kadının ağıtı
şeklinde dinlemiştim. Daha sonra araştırdım
ve aşağıdaki bilgilere ulaştım. Gelecek
kuşaklara da aktarılması ve 1930\'lu yıllarda
geçen ve artık bir efsaneye dönüşen bu
hikayenin mevcut dinleyenlerine olan saygımdan
ötürü bazı gerçeklerinden bahsetmek
istiyorum. Umarım her iki tarafıda yaralayacak
bir şey yapmış olmam. Bir tarafta Suriye
beylerlnln haracını yiyen zincirlere sığmayan
aslan. Diğer tarafta ağıtta adı geçen ve
zalim olarak adlandırılan ve \'hindo\' şeklinde
hakaret edilen Ahmet bey. Halen ailesindeki
erkeklere ‘bey’ diye hitap edilen Ahmet bey,
17 yaşında Maraş harbine katılmış, Maraş ve
Antep arasında haber getirip ***ürmüş ,
çatışmalara girmiş ve gazi olmuştur. İki
nedenden dolayı madalya almak istememiştir.
Birincisi; biz namusunu koruduk, vazifemizdi ,
madalya almak uğruna yapmadık, ikincisi ise;
savaşa katılmadıkları halde madalya almaya
kalkan bazı kimseleri bildiği için. Cumhuriyet
döneminde polislik mesleğini seçer.
zalimahmet3
8 Şubat 2011 Salı, 23:23
BADELİ Nahsen vur emri verilmiş namlı bir
kaçakçıdır. İlkin Ahmet bey Nahseni canlı
olarak yakalar; kelepçenin biri kendi bileğinde
olmak üzere Nahsen\'i kelepçeler. Ahmet bey
cüsseli ve yiğit bir adamdır, Nahsen
kurtulamaz. Aralarında benzeri bir konuşma
geçer: \"Ahmet bey, beni senden başka kimse
yakalayamaz. Ancak benim burada bir adım, bir
şanım var; şu kelepçeyi çöz ben önden
gideyim, karakola gireyim; sen arkamdan gel
kaçmaya kalkarsam beni vur der\". Ahmet bey
teklifi kabul eder, Nahsende sözünün eridir,
karakola girerek teslim olur. Nahsen\'in davası
Ankarada görülecektir, ancak trenden
kaçırılır. İkinci kez Komser Ahmet bey
Nahsen\'le karşılaştığında onu vurarak
öldürür. Zamanının İçişleri Bakanlığı
Ahmet beye \"Korkmaz\" soyadını verir ve hatta
kanserden ölen ilk eşinin cenazesini devlet
töreni ile kaldırır.
zalimahmet4
8 Şubat 2011 Salı, 23:27
Ağıtta Nahsenin öç alacak aslanlarından
bahsedilmektedir. Ahmet beyde hazırlıklı olup
biri altın kabzalı beylik tabancası ile kısa
namlulu altı patlar taşımaktadır. Birgün
önü kesilir: Ahmet bey önünü kesen gençe
\"bak oğlum\" der sakin bir ifade ile \"benim
senin babanla bir husumetim yok, ben Devletin
emrini yerine getirdim. Bende boş değilim eğer
çekersen ikimizden biri mutlaka ölecek buna
deymez\" gibilerinden konuşur. Genç silah
çekmeye yeltenmeden gider. Buradaki kişisel
yorumum; 1)Genç cesaret edememiştir, 2) Ahmet
beye hak vermiştir, 3)Kendisi de ölebilecektir,
4)Eğer kendi öldürür, sağ kalırsa asıl kan
davası o zaman başlayacaktır. Ancak öç almak
üzere bir daha önüne çıkan olmaz. Ahmet bey
geniş ve saygın bir aileye mensuptur.
Günümüzde Ahmet beyin 1. ve 4. hanımlarından
halen yaşayan oğulları, kızları ve çok
sayıda torunları mevcuttur. Ben şahsen hem
Ahmet beyle hemde sülalasinden birçok kişi ile
tanışma şerefine nail oldum. Saygılarımla;
Yorumlar
yine.
videolarını da bekliyoruz.
dillerine sağlık warolasın : d:)
muhteşemmmmm
atıştırmak lazım
"dabancalılar"ı tutturmuş, işi biliy
Turgay usta :)Ve şimdi gelelim "Badeli
Nahsen"e...Rahmetli "Nahsen"in bir
devlet görevlisi tarafından vuruluarak
öldürüldüğü söylenir......Kesin olmamakla
birlikte bildiğim kadarı ile kanıtı da yoktur
ancak "Nahsen"in zamanın o yıllarında
(1930'lu yıllar) kaçakçılık ile
uğraştığı ve Suriye'de ki bazı
kişilerden de haraç topladığı
söylenir...Kabına sığmayan ve gözü kara
birisiymiş rahmetli Nahsen...Zamanın "Ahmet
bey" adındaki Polis, Nahsen'i bir kez
tutukladıktan sonra kaçar, daha sonra ikinci kez
Nahsen'i yakalarken Nahsen vurularak
hayatını kaybeder...Ve bu ağıt da O'nun
için çağrılır...
ne anlam veremiyorum. yav bu resmen suc unsuru
silah atanlarin hepsi desifre edilmis . daha fazla
yazmayayim güzelim halayimiz
,agitlarimiz,dügünlerimiz ehliyetsiz kisilerin
,coluk ,cocuk .kadinlarin arasinda silah atmasini
siddetle kiniyorum
olunamaz. silah atmamak lazm yerine silah atmayı
bir sisteme oturtmak lazım nokta
paha biçilmez kültürel miraslarımızı ve
zenginliklerimizi icra ederken tabanca ***mak
çok basite kaçmaya başladı, tıpkı sinek
vızıltısı gibi...Ben bu yüzden tabanca
***malardan hiç etkilenmiyorum ve...lhasıl
kelam deyim yerindeyse hiç haz almıyorum...Bazen
Kalaşnikof veya tam otomatik Biksi ***anlarda
görüyorum***a yine de beni açmıyor...Bence en
uygunu Havan Topu...
kisi yaralanacak ,birileri ölecek ondan sonra ah
anam ,vah anam diye dövünecegiz
ile başlar ve azim ve kararlılık ile
gerçekleşir...Allah'ın izni ile kimseye
zarar vermeden, Havan Topu ile Şark'a doğru
Havan Mermileri ile selam göndereceğimiz günler
sayılıdır inşallah...
havan topu tutukluk yapmaz demi koskoca mıhtar
rezil olmasın :)
yüzünden nice canlar yandı. Silah savaşta
gerektir. Öyle olur olmadık yerde, bilinçsizce
ateşlenmesi doğru değil!Gelenlere karanfiller,
güller dağıtarak silah kullanılmaması
noktasında ricada bulunulması,... silah
kullanımının azalması noktasında etkili
olabilir.
benim ilk olarak öncelikle kervanın en önünde
develerin yularından tuttuğumu, sonra da
simsiyah bir atıma binip, puşimi de boğazıma
sarıp "destur" diyerek en önde
olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın...
gibi. Paylaşım; halaylarımız ve ağıttır.
Lütfen abartmayalım ve grup olarak; silahlar
konusuna dair duruşumuzda nettir. "Yiğit
meydanda belli olur" diye bir atasözümüz
var. Silahın kullanımı sava...şta belli olur.
Öyle kuruya, bilinçsizce düğünlerde atılan
silahlardan, çok insanın canı fena yandı.
Hatta buna Barak tan bile örnek verebiliriz.
Barak insanı barışçıl bir toplumdur ve
silahla yiğitlik yapılmayacağını bilir. Kimi
arkadaşların "silah, bomba, tüfek,
mitralyoz" gibi sözlerini de espiri
maksatlı buluyoruz.Lütfen konunun merkezine
dönelim. Hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
"hayat" her ne kadar bir dalda iki elma
olsa da...Bir limonu zurnacının karşısına
geçip somurmak gibi geçici bir hevestir,
ölümden başkası...
ölümden korkarız" sayın Çavuş. Konu bu
değil. Sevgilerimizle...
soldan ***ıyorlar tam söylerken dicegim
bırakın adam sölesin sonra yakın ortalıgı
bence burda bir yanlışlık var bide antepli
çavuş hayata herzaman pozitif bakan bir insan
kızmaya gerek yok adam içinden gecenleri
yazmış geniş olmak lazım sayın abimmmmmm
ithafen; Nahseni vuran Ahmet beydir. Bu
başarısından dolayı zamanının İç İşleri
Bakanlığı tarafından taltif edilmek maksadı
ile soyadı \'\'Korkmaz\'\' olarak
değiştirilmiştir. Ahmet bey bu soyadını
emekli oluncaya kadar kullanmış, emeklilikte
tekrar aile soyadına dönmüştür. Halen
günümüzde dahi erkeklerine bey diye hitap
edilen asil ve geniş bir sülaleden gelmektedir.
Bazı yakın akrabaları hala Korkmaz ismini
soyadlarından önce kullanmaktadırlar. İnsanlar
bunu soyadı değilde isim olduğunu zannederler.
Ayrıca Devlet Ahmet beyin kanserden genç yaşta
ölen ilk karısının cenazesini devlet töreni
ile kaldırarak bu kahraman polisini birde bu
şekilde hem acısına ortak olmuş hemde
onurlandırmıştır. Devlet cenaze törenlerini
araştırınız bu gerçekten istisnai törendir.
Ben şahsen o cenaze töreninin resimlerini
gördüm. Önde resmi bando gidiyor, arkada
tüfeklerinin namluları aşağıya gelecek
şekilde bana bildirildiği şekliyle polisler yer
alıyordu. Saygılarımla;
türküsünü ilkin 1971 yılında Gaziantep
Müzesi girişinde yaşlı bir kadının ağıtı
şeklinde dinlemiştim. Daha sonra araştırdım
ve aşağıdaki bilgilere ulaştım. Gelecek
kuşaklara da aktarılması ve 1930\'lu yıllarda
geçen ve artık bir efsaneye dönüşen bu
hikayenin mevcut dinleyenlerine olan saygımdan
ötürü bazı gerçeklerinden bahsetmek
istiyorum. Umarım her iki tarafıda yaralayacak
bir şey yapmış olmam. Bir tarafta Suriye
beylerlnln haracını yiyen zincirlere sığmayan
aslan. Diğer tarafta ağıtta adı geçen ve
zalim olarak adlandırılan ve \'hindo\' şeklinde
hakaret edilen Ahmet bey. Halen ailesindeki
erkeklere ‘bey’ diye hitap edilen Ahmet bey,
17 yaşında Maraş harbine katılmış, Maraş ve
Antep arasında haber getirip ***ürmüş ,
çatışmalara girmiş ve gazi olmuştur. İki
nedenden dolayı madalya almak istememiştir.
Birincisi; biz namusunu koruduk, vazifemizdi ,
madalya almak uğruna yapmadık, ikincisi ise;
savaşa katılmadıkları halde madalya almaya
kalkan bazı kimseleri bildiği için. Cumhuriyet
döneminde polislik mesleğini seçer.
kaçakçıdır. İlkin Ahmet bey Nahseni canlı
olarak yakalar; kelepçenin biri kendi bileğinde
olmak üzere Nahsen\'i kelepçeler. Ahmet bey
cüsseli ve yiğit bir adamdır, Nahsen
kurtulamaz. Aralarında benzeri bir konuşma
geçer: \"Ahmet bey, beni senden başka kimse
yakalayamaz. Ancak benim burada bir adım, bir
şanım var; şu kelepçeyi çöz ben önden
gideyim, karakola gireyim; sen arkamdan gel
kaçmaya kalkarsam beni vur der\". Ahmet bey
teklifi kabul eder, Nahsende sözünün eridir,
karakola girerek teslim olur. Nahsen\'in davası
Ankarada görülecektir, ancak trenden
kaçırılır. İkinci kez Komser Ahmet bey
Nahsen\'le karşılaştığında onu vurarak
öldürür. Zamanının İçişleri Bakanlığı
Ahmet beye \"Korkmaz\" soyadını verir ve hatta
kanserden ölen ilk eşinin cenazesini devlet
töreni ile kaldırır.
bahsedilmektedir. Ahmet beyde hazırlıklı olup
biri altın kabzalı beylik tabancası ile kısa
namlulu altı patlar taşımaktadır. Birgün
önü kesilir: Ahmet bey önünü kesen gençe
\"bak oğlum\" der sakin bir ifade ile \"benim
senin babanla bir husumetim yok, ben Devletin
emrini yerine getirdim. Bende boş değilim eğer
çekersen ikimizden biri mutlaka ölecek buna
deymez\" gibilerinden konuşur. Genç silah
çekmeye yeltenmeden gider. Buradaki kişisel
yorumum; 1)Genç cesaret edememiştir, 2) Ahmet
beye hak vermiştir, 3)Kendisi de ölebilecektir,
4)Eğer kendi öldürür, sağ kalırsa asıl kan
davası o zaman başlayacaktır. Ancak öç almak
üzere bir daha önüne çıkan olmaz. Ahmet bey
geniş ve saygın bir aileye mensuptur.
Günümüzde Ahmet beyin 1. ve 4. hanımlarından
halen yaşayan oğulları, kızları ve çok
sayıda torunları mevcuttur. Ben şahsen hem
Ahmet beyle hemde sülalasinden birçok kişi ile
tanışma şerefine nail oldum. Saygılarımla;
BENİMALLAH SENİGİBİ YİGİTLERİ ÇOGALSINİSA
BOZDOGAN 0532 4935861 GÖRÜŞELİM