agzina saglik komutanim insanlar ogrensin
bilinclensin makarnaya komure pes deyin .
Suat Çetindere
27 Eylül 2010 Pazartesi, 21:53
komtanım bizde kömürcü ile makarnacılar
oldukca vay bizim halimize
Ilhan Karakaş
27 Eylül 2010 Pazartesi, 22:43
Yeni Anayasa, Türkiye’ye hiçbir alanda
iyileşme getirmiyor. İlerleme şöyle dursun,
özellikle yargı bağımsızlığı ve işçi
hakları bakımından önümüzdeki günlerde
önemli gerilemeler yaşanacağı açıktır.
Tersini söyleyenler, AKP’nin soygun düzenini
gizlemeye çalışanlardır.
osman pamukoğlu'yla beraber siyasete devam
etseler ah bi birleşseler bakın neler oluyor. ne
pkk ne de başka bişi herşeyi temizlerler bize
böyle liderler gerek***a bu saatten sonra zor
tüm herşey fetoşun elinde
Sibel Gözaçan
28 Eylül 2010 Salı, 01:15
NEYMIS BU FETTOS YAAAA.
Sema Yalkut Canbay
28 Eylül 2010 Salı, 01:33
bu adam nasıl oluyor da hala dışarıda
anlamadım yüreğine sağlık sarızeybek
albay sarızeybek i başta hükümet veherkesin
duymasıgerek
Gürsu Ulaşan
28 Eylül 2010 Salı, 11:25
ya kardeşim adam olmadığını anlamış ahmet
türk . hiç şaşılmıcak durum . eh
baştakiler vatan haini paraya tapan dinsiz
imansiz olunca ve karektersizler ordusu olunca
hiç şaşırmayınız.
Gürsu Ulaşan
28 Eylül 2010 Salı, 11:29
kardelşim başta takunyalı fühler var .
adalet artık yok bu ülkede
Üretici Cemo
28 Eylül 2010 Salı, 13:21
Kürşat ErenAnadolu Türkleriyle Orta Asya
Türklerinde arasındaki tip farklarının
nedeniİşin derinliğine inmeden görünüşe
bakarak bir kanıya varanlar (bunların içinde
yerli ve yabancı bilimadamlarıda
var.)......Türk grupları arasındaki
farklılıkları bir ırk/soy farklılığının
işareti sayıyorlar. Belli başlı ayrı
özellikler, Türkistan Türklerinde göz
kapaklarının belirgin çekikliği ile, Batı
(Anadolu ve Balkan) Türklerinin
"çoğunda" bunun olmayışı ;birde
Orta Asyada kestane kumral renkli saçlara daha az
rastlanışı.Buna dayanarak Türk Dünyasında
bir soy/ırk beraberliği değil , sadece
kültür/dil birliği olduğunu ileri
sürebiliyorlar."Görünüşe
aldanmamalı" sözünü hatırlatarak konuya
daha bilimsel bir yaklaşımda bakalım. İlk
bakışımız "antropolojik tarih"
yönünde olacak.Bir kere "İlk" ve
"Ön" Türklerin yapılarına
bakalım.Türk'ün doğumuna her evlilikte
bir ana birde baba olduğu gibi sebep olan iki ana
ırk vardır : biri ural dağlarını yurt
edinmiş "Alpinler" ,diğeri ise henüz
Amerikaya göç etmemiş olan "Doğu Asyalı
Kızılderililer". Alpinler kestasne renk
saçlı, düz yeşil gözlü,yuvarlak başlı,
kızılderililer ise bakır tenli,hafif çekik
gözlü,mazosefal (orta) başlı,siyah saçlı ve
karagözlü özellik taşırlar. M.Ö.
9000'le 7000 arasında ,Cilalı Taş
(Neolitik) Çağının bitişiyle tunç devrinin
başladığı sıralarda, Alpin'lerin bir
kolu güney doğuya (Hazar-Aral Göllerine) doğru
göçederler ;o tarihte Doğu Asyalı
kızılderililerin çoğu Bering Boğazı yoluyla
Amerikaya geçmişti; geri kalanlardan ufak bir
boy batıya doğru göçer ve Aral gölü
civarına yerleşmiş olan Alpinlerle
"evlenirler" (yani karışırlar).
Doğan yeni nesil (tabi asırlarca aralarında
evlenip genetik istikrara kavuşunca),
Alpin'lerdende Kızılderililerdende farklı
yeni bir soy olarak ortaya çıkarlar.Bunlara
"İLK TÜRKLER" diyoruz.Bunlar buğday
tenli ,kestane renk saçlı,belli belirsiz çekik
ve ela gözlü , yuvarlak başlı yapıdaydılar.
Yani Kızılderili özelliklerini az Alpin
genlerini daha çok taşıyorlardı.M.Ö.
6000-4000 yılları arasında bu ilk Türkler
Mezepotamyaya (Subarlar, Sümerler, Elamlılar) ,
Hindistana (Mohencadaro-Hareppa), M.Ö.
3000'lerde Anadoluya göçtüler
(Hatti'ler ,Luwi'lerin bir kısmı ve
daha sonraki Turska/Etrüsk'ler ,
Ulmek'ler).Gelelim
"ÖN-TÜKLER"e.M.Ö. 2000'lerde
Alpinlerin ufak bir kolu gene doğuya fakat bu
sefer kuzeydoğuya ,Altay Dağlarına kadar
uzanıyor. Orda kalmış Asya Kızılderileri ile
tekrar bir "evlenme" oluyor.Doğan yeni
nesile "Ön-Türkler" diyoruz. Bin-bin
beşyüz yüz yıl kadar aralarında evlenmelerle
onlarda genetik istikrara kavuşuyor ve "İlk
Türkler"e çok benzeyen yeni bir soy
beliriyor. Çin arşivvleride rastlanan
"Ti..k"ler
"Hyung-nu"/Hun'lar herhalde
bunların çocuklarıydı."İlk
Türkler"le "Ön Türkler" de M.Ö.
binli yıllarda karşılaşacak ve birbirleriyle
karışacak, bildiğimiz "Türkler"
olarak tarih sahnesine çıkacaklardır
:Türkistan'da Sakalar , daha doğuda
Gök-Türkler, Uygurlar.. vb.Bu "Yeni
Türkler"e ,doğudan batıya doğru
bakıldığında,hafif farklar göze çarpıyor
:Aral gölünün kuzeydoğu ve güneydoğu
coğrafyasında yaşayanların göz çekikliği ,
batıda kalanlara kıyaslada daha belirgin ,
tenler,saclar ve gözler daha koyuca; Avrasya ve
Anadoludakiler ise daha açık renkli ve düz
gözlü olanları daha fazla.Şimdi sualimize
geldik:Bu , iki ayrı soy mu demektir veya başka
ırklarla karışmanın damgası mıdır ?Bir kere
iki ayrı ırk/soy değiller. Kafatası,kan
grubu,boy,yüz ölçümleri temeldeki beraberliği
gösteriyor. Fark , aynı "milletin"
dilinin bölge ve lehçe ayrılıkları gibidir.
Dil aynydyr, fakar yer yer şive ve lehçe
farkları vardır. "Tip" konusunda da
öyle.İkinci soru ,"Melezleşme"nin
olup olmadığıdır. "Melez"in doğru
tarifi ,aşağı yukarı eşit miktarda iki ayrı
ırkın karışmasıdır. Ya genetik bir
istikrarsızlık vardir yada istikrara varılmış
bambaşka bir soy meydana gelmiştir. Türkler bu
iki kategoriyede uymaz. Özellikler asırlar boyu
devam etmişler ve ne doğudaki nede batıdaki
Türkler yeni iki ırk
oluşturmuştur."Lehçe farkı" gibi
olan bu "tip farklılıkları" nedendir
öyleyse ? İzahı şöyle:İlk Türkleri
doğrudan "evvlenme"den doğanlarda
(yani Asya'nın batısındakilerde) , Alpin
ırkın "düz göz kapağı,açık ten ve
göz" genleri biraz daha fazlaydı
;Ön-Türklerinkinde ise "hafif çekik göz,
koyuca ten ve göz" genleri baskındı. Her
nekadar tarih boyunca İlk Türklerle Ön Türkler
kaynaşmışlarsa da ,doğudakilerde Kızılderili
,batıdakilerde Akdeniz ırklarının izi daha
belirgindi.Doğu Asya Türklerini alalım:Hemen
her yerde , her millette olduğu gibi onlarda
komşu soylarla bir dereceye kadar
karışmışlardır. Bu Türklerin , göz
çekikliği abartılı olan Moğollarla ve
Çinlilerle evlendikleri olmuştur. Bir hesaba
göre bunun derecesi 15-20 kadardır.Türklerin
genetik özelliğinde, ecdattan biri olan
Kızılderililerden miras hafif göz çekikliği
de ilave edilince bu göz çekikliği biraz daha
belirgin olmıuştur.(tenin ve göz-saç
renklerinin biraz daha koyulaşmasıda aynı
sebepten). Şunu hemen belirtmeli ki bu
"normdan kayış" , sadece
"yabancı evliliği " yapan ailelerde
kalmamış , daha sonraki nesillerde ,
"toplumların genetik havuzu"
dolyısıyle bütün Orta Asya Türklerinin
tiplerine yansımıştır.Aksi yönde buna benzer
bir değişim Batı (Avrasya ,Anadolu ve Balkan)
Türklerinde de oluşmuştur. O coğrafyada şu
ırklar yaşıyordu: Avrasya'da Kuzeyli
Nordic) ve Slavvic;Anadolu'da ise Akdeniz
(Mediterranean Aryan ve Semitic) ,İlk Türk
((Hatti) ve Kuzeyli (Aryen Hitit) soyları. M.S.
1000'lerde Oğuz Selçuk Türkleri Anadoluya
girdiklerinde nüfusça çokça azalmış olan
yerli halk harplerle dahada kırılmış ,gerisi
(Rum ,Ermeni ve dağlık Kürt toplumları olarak)
Türklerle pek karışmadan kimliklerini
sürdürmüşlerdir. Genede bazı kız almalar ve
evlenmeler olmuştur buda doğudaki gibi yüzde
15-20 oranlarında kalmıştır.)Bur
karışmaların hiçbirinin çekik göz özelliği
yoktu, onun içinde batı Türklerinin genleride
mevcut olan "göz çekikliği" , doğu
kardeşlerin ki gibi takviye görememiş ,belirgin
bir hal almamıştır. Bilakis "düz
gözşülerin" genleri, Türkler'in
Alpin ecdatlarından miras düz gözlülüğü
takviye etmiş,ortaya çıkarmıştır. Buna
rağmen 1940'larda Anadolu Halkı üzerinde
yapılanantrometrik ölçümler ,Batı
Türkleri'nin yüzde 52'sinin hala hafif
göz çekikliği özelliğini koruduğunu ortaya
çıkarmıştır.Yörüklerde bu Orta
Asya'dakilere benzer derecede belirgindir.
Bugün "Kürt" dediklerimizin yüzde
70'den fazlası ,Çaldıran
Savaş'ından sonra dağlara sığınan
Türkmenlerin az sayıdaki az sayıdaki dağlı
Kürtlerle karışanların çocuklarıdır. (ne
yazıkki kendilerini "Kürt" sanır ve
Kürtçe konuşurlar)İşte Doğu ve Batı
Türklerinde göze çarpan tip farklılığı
,fazla olmadığı için,aynı dildeki
şive-lehçe farklılığı gibidir. O
"başkalık"ta tam bir melezlikten
değil, Türklerin genleride mevcut hafif göz
çekikliğinin, Doğu Asyada az sayıda sarı ırk
karışmasıyla "takviyelenmiş"
olmasındandır ;batıdaki Türklerde de göz
çekikliği genlerinde mevcut olduğu halde
batıda takvviye görmemiş olmasındandır. O da
ancak %48'i düz gözlü olarak karşımıza
çıkmaktadırlar.Prof. Dr. R. Oğuz TÜRKKAN
Ahmet Reis
28 Eylül 2010 Salı, 15:30
Yörüklerde bu Orta Asya'dakilere benzer
derecede belirgindir. Bugün "Kürt"
dediklerimizin yüzde 70'den fazlası
,Çaldıran Savaş'ından sonra dağlara
sığınan Türkmenlerin az sayıdaki az sayıdaki
dağlı Kürtlerle karışanların
çocuklarıdır. (ne y...azıkki kendilerini
"Kürt" sanır ve Kürtçe
konuşurlar)saçmalamış eğer osmanlı
arşivlerine bakılacak olursa çaldıran
savaşından çok çok önce bile bölgede
kürlerin olduğu anlaşılır. çünkü
belgelerde kürlerden kürtbeylerinden
bahsedilmektedir ve bu belgeler çaldıran
savaşından önce düzenlenmştir. yoksa
çaldırandan sonra türkmenler dağa çıktı
hikaye. zaten çaldırandan önce de bölgede
birçok ırk vardı ve sayıca en çok olan
kürtlerdi türkmenlerde vardı tabi***a bunlar
kürtleşmediler. hala antep urfa hatay maraş
gibi şehirlerde türkmen köyleri vardır. bunlar
sadece benim bizzat bildiğim şehirler.***a
türkmenler zaten çoğunluğu göçebeydi. bu
yüzden sonraki bunalım yıllarında bir çoğu
anadoluya yada az kısmı suriyeye falan göç
etmişlerdir.
Türesin Alçınsoy
28 Eylül 2010 Salı, 19:24
HEPİMİZ TÜRKÜZ , ATATÜRK'ÇÜYÜZ
...Hepimiz Türküz , Atatürk'çüyüz masa
başında .Estirir gürler , mahvederiz s***
dünyada .Milyonlara ulaştık facebook
sayfalarında ....Birkaç tıkla ulaşırız sahte
kahramanlığa .Yüzlerce grup içinde tozu dumana
katar .Atarız naraları , sonra bir sigara yakar
.Tüttürür dumanı, dünyaları önüne katar
.Türküz Atatürk'çüyüz, kim bize kem
gözle bakar .Türesin.
Yorumlar
GEREK...
bilinclensin makarnaya komure pes deyin .
oldukca vay bizim halimize
iyileşme getirmiyor. İlerleme şöyle dursun,
özellikle yargı bağımsızlığı ve işçi
hakları bakımından önümüzdeki günlerde
önemli gerilemeler yaşanacağı açıktır.
Tersini söyleyenler, AKP’nin soygun düzenini
gizlemeye çalışanlardır.
YETKİLİLERCE SÜREKLİ
İŞLENMEKTEDİR..SAVCILAR İŞLEM
YAPMIYOR.ONLARDA SUÇ İŞLİYORLAR.SAVCILARIN
SUÇ İŞLEME YETKİSİ YOKTUR..
etseler ah bi birleşseler bakın neler oluyor. ne
pkk ne de başka bişi herşeyi temizlerler bize
böyle liderler gerek***a bu saatten sonra zor
tüm herşey fetoşun elinde
anlamadım yüreğine sağlık sarızeybek
saglik...
duymasıgerek
türk . hiç şaşılmıcak durum . eh
baştakiler vatan haini paraya tapan dinsiz
imansiz olunca ve karektersizler ordusu olunca
hiç şaşırmayınız.
adalet artık yok bu ülkede
Türklerinde arasındaki tip farklarının
nedeniİşin derinliğine inmeden görünüşe
bakarak bir kanıya varanlar (bunların içinde
yerli ve yabancı bilimadamlarıda
var.)......Türk grupları arasındaki
farklılıkları bir ırk/soy farklılığının
işareti sayıyorlar. Belli başlı ayrı
özellikler, Türkistan Türklerinde göz
kapaklarının belirgin çekikliği ile, Batı
(Anadolu ve Balkan) Türklerinin
"çoğunda" bunun olmayışı ;birde
Orta Asyada kestane kumral renkli saçlara daha az
rastlanışı.Buna dayanarak Türk Dünyasında
bir soy/ırk beraberliği değil , sadece
kültür/dil birliği olduğunu ileri
sürebiliyorlar."Görünüşe
aldanmamalı" sözünü hatırlatarak konuya
daha bilimsel bir yaklaşımda bakalım. İlk
bakışımız "antropolojik tarih"
yönünde olacak.Bir kere "İlk" ve
"Ön" Türklerin yapılarına
bakalım.Türk'ün doğumuna her evlilikte
bir ana birde baba olduğu gibi sebep olan iki ana
ırk vardır : biri ural dağlarını yurt
edinmiş "Alpinler" ,diğeri ise henüz
Amerikaya göç etmemiş olan "Doğu Asyalı
Kızılderililer". Alpinler kestasne renk
saçlı, düz yeşil gözlü,yuvarlak başlı,
kızılderililer ise bakır tenli,hafif çekik
gözlü,mazosefal (orta) başlı,siyah saçlı ve
karagözlü özellik taşırlar. M.Ö.
9000'le 7000 arasında ,Cilalı Taş
(Neolitik) Çağının bitişiyle tunç devrinin
başladığı sıralarda, Alpin'lerin bir
kolu güney doğuya (Hazar-Aral Göllerine) doğru
göçederler ;o tarihte Doğu Asyalı
kızılderililerin çoğu Bering Boğazı yoluyla
Amerikaya geçmişti; geri kalanlardan ufak bir
boy batıya doğru göçer ve Aral gölü
civarına yerleşmiş olan Alpinlerle
"evlenirler" (yani karışırlar).
Doğan yeni nesil (tabi asırlarca aralarında
evlenip genetik istikrara kavuşunca),
Alpin'lerdende Kızılderililerdende farklı
yeni bir soy olarak ortaya çıkarlar.Bunlara
"İLK TÜRKLER" diyoruz.Bunlar buğday
tenli ,kestane renk saçlı,belli belirsiz çekik
ve ela gözlü , yuvarlak başlı yapıdaydılar.
Yani Kızılderili özelliklerini az Alpin
genlerini daha çok taşıyorlardı.M.Ö.
6000-4000 yılları arasında bu ilk Türkler
Mezepotamyaya (Subarlar, Sümerler, Elamlılar) ,
Hindistana (Mohencadaro-Hareppa), M.Ö.
3000'lerde Anadoluya göçtüler
(Hatti'ler ,Luwi'lerin bir kısmı ve
daha sonraki Turska/Etrüsk'ler ,
Ulmek'ler).Gelelim
"ÖN-TÜKLER"e.M.Ö. 2000'lerde
Alpinlerin ufak bir kolu gene doğuya fakat bu
sefer kuzeydoğuya ,Altay Dağlarına kadar
uzanıyor. Orda kalmış Asya Kızılderileri ile
tekrar bir "evlenme" oluyor.Doğan yeni
nesile "Ön-Türkler" diyoruz. Bin-bin
beşyüz yüz yıl kadar aralarında evlenmelerle
onlarda genetik istikrara kavuşuyor ve "İlk
Türkler"e çok benzeyen yeni bir soy
beliriyor. Çin arşivvleride rastlanan
"Ti..k"ler
"Hyung-nu"/Hun'lar herhalde
bunların çocuklarıydı."İlk
Türkler"le "Ön Türkler" de M.Ö.
binli yıllarda karşılaşacak ve birbirleriyle
karışacak, bildiğimiz "Türkler"
olarak tarih sahnesine çıkacaklardır
:Türkistan'da Sakalar , daha doğuda
Gök-Türkler, Uygurlar.. vb.Bu "Yeni
Türkler"e ,doğudan batıya doğru
bakıldığında,hafif farklar göze çarpıyor
:Aral gölünün kuzeydoğu ve güneydoğu
coğrafyasında yaşayanların göz çekikliği ,
batıda kalanlara kıyaslada daha belirgin ,
tenler,saclar ve gözler daha koyuca; Avrasya ve
Anadoludakiler ise daha açık renkli ve düz
gözlü olanları daha fazla.Şimdi sualimize
geldik:Bu , iki ayrı soy mu demektir veya başka
ırklarla karışmanın damgası mıdır ?Bir kere
iki ayrı ırk/soy değiller. Kafatası,kan
grubu,boy,yüz ölçümleri temeldeki beraberliği
gösteriyor. Fark , aynı "milletin"
dilinin bölge ve lehçe ayrılıkları gibidir.
Dil aynydyr, fakar yer yer şive ve lehçe
farkları vardır. "Tip" konusunda da
öyle.İkinci soru ,"Melezleşme"nin
olup olmadığıdır. "Melez"in doğru
tarifi ,aşağı yukarı eşit miktarda iki ayrı
ırkın karışmasıdır. Ya genetik bir
istikrarsızlık vardir yada istikrara varılmış
bambaşka bir soy meydana gelmiştir. Türkler bu
iki kategoriyede uymaz. Özellikler asırlar boyu
devam etmişler ve ne doğudaki nede batıdaki
Türkler yeni iki ırk
oluşturmuştur."Lehçe farkı" gibi
olan bu "tip farklılıkları" nedendir
öyleyse ? İzahı şöyle:İlk Türkleri
doğrudan "evvlenme"den doğanlarda
(yani Asya'nın batısındakilerde) , Alpin
ırkın "düz göz kapağı,açık ten ve
göz" genleri biraz daha fazlaydı
;Ön-Türklerinkinde ise "hafif çekik göz,
koyuca ten ve göz" genleri baskındı. Her
nekadar tarih boyunca İlk Türklerle Ön Türkler
kaynaşmışlarsa da ,doğudakilerde Kızılderili
,batıdakilerde Akdeniz ırklarının izi daha
belirgindi.Doğu Asya Türklerini alalım:Hemen
her yerde , her millette olduğu gibi onlarda
komşu soylarla bir dereceye kadar
karışmışlardır. Bu Türklerin , göz
çekikliği abartılı olan Moğollarla ve
Çinlilerle evlendikleri olmuştur. Bir hesaba
göre bunun derecesi 15-20 kadardır.Türklerin
genetik özelliğinde, ecdattan biri olan
Kızılderililerden miras hafif göz çekikliği
de ilave edilince bu göz çekikliği biraz daha
belirgin olmıuştur.(tenin ve göz-saç
renklerinin biraz daha koyulaşmasıda aynı
sebepten). Şunu hemen belirtmeli ki bu
"normdan kayış" , sadece
"yabancı evliliği " yapan ailelerde
kalmamış , daha sonraki nesillerde ,
"toplumların genetik havuzu"
dolyısıyle bütün Orta Asya Türklerinin
tiplerine yansımıştır.Aksi yönde buna benzer
bir değişim Batı (Avrasya ,Anadolu ve Balkan)
Türklerinde de oluşmuştur. O coğrafyada şu
ırklar yaşıyordu: Avrasya'da Kuzeyli
Nordic) ve Slavvic;Anadolu'da ise Akdeniz
(Mediterranean Aryan ve Semitic) ,İlk Türk
((Hatti) ve Kuzeyli (Aryen Hitit) soyları. M.S.
1000'lerde Oğuz Selçuk Türkleri Anadoluya
girdiklerinde nüfusça çokça azalmış olan
yerli halk harplerle dahada kırılmış ,gerisi
(Rum ,Ermeni ve dağlık Kürt toplumları olarak)
Türklerle pek karışmadan kimliklerini
sürdürmüşlerdir. Genede bazı kız almalar ve
evlenmeler olmuştur buda doğudaki gibi yüzde
15-20 oranlarında kalmıştır.)Bur
karışmaların hiçbirinin çekik göz özelliği
yoktu, onun içinde batı Türklerinin genleride
mevcut olan "göz çekikliği" , doğu
kardeşlerin ki gibi takviye görememiş ,belirgin
bir hal almamıştır. Bilakis "düz
gözşülerin" genleri, Türkler'in
Alpin ecdatlarından miras düz gözlülüğü
takviye etmiş,ortaya çıkarmıştır. Buna
rağmen 1940'larda Anadolu Halkı üzerinde
yapılanantrometrik ölçümler ,Batı
Türkleri'nin yüzde 52'sinin hala hafif
göz çekikliği özelliğini koruduğunu ortaya
çıkarmıştır.Yörüklerde bu Orta
Asya'dakilere benzer derecede belirgindir.
Bugün "Kürt" dediklerimizin yüzde
70'den fazlası ,Çaldıran
Savaş'ından sonra dağlara sığınan
Türkmenlerin az sayıdaki az sayıdaki dağlı
Kürtlerle karışanların çocuklarıdır. (ne
yazıkki kendilerini "Kürt" sanır ve
Kürtçe konuşurlar)İşte Doğu ve Batı
Türklerinde göze çarpan tip farklılığı
,fazla olmadığı için,aynı dildeki
şive-lehçe farklılığı gibidir. O
"başkalık"ta tam bir melezlikten
değil, Türklerin genleride mevcut hafif göz
çekikliğinin, Doğu Asyada az sayıda sarı ırk
karışmasıyla "takviyelenmiş"
olmasındandır ;batıdaki Türklerde de göz
çekikliği genlerinde mevcut olduğu halde
batıda takvviye görmemiş olmasındandır. O da
ancak %48'i düz gözlü olarak karşımıza
çıkmaktadırlar.Prof. Dr. R. Oğuz TÜRKKAN
derecede belirgindir. Bugün "Kürt"
dediklerimizin yüzde 70'den fazlası
,Çaldıran Savaş'ından sonra dağlara
sığınan Türkmenlerin az sayıdaki az sayıdaki
dağlı Kürtlerle karışanların
çocuklarıdır. (ne y...azıkki kendilerini
"Kürt" sanır ve Kürtçe
konuşurlar)saçmalamış eğer osmanlı
arşivlerine bakılacak olursa çaldıran
savaşından çok çok önce bile bölgede
kürlerin olduğu anlaşılır. çünkü
belgelerde kürlerden kürtbeylerinden
bahsedilmektedir ve bu belgeler çaldıran
savaşından önce düzenlenmştir. yoksa
çaldırandan sonra türkmenler dağa çıktı
hikaye. zaten çaldırandan önce de bölgede
birçok ırk vardı ve sayıca en çok olan
kürtlerdi türkmenlerde vardı tabi***a bunlar
kürtleşmediler. hala antep urfa hatay maraş
gibi şehirlerde türkmen köyleri vardır. bunlar
sadece benim bizzat bildiğim şehirler.***a
türkmenler zaten çoğunluğu göçebeydi. bu
yüzden sonraki bunalım yıllarında bir çoğu
anadoluya yada az kısmı suriyeye falan göç
etmişlerdir.
...Hepimiz Türküz , Atatürk'çüyüz masa
başında .Estirir gürler , mahvederiz s***
dünyada .Milyonlara ulaştık facebook
sayfalarında ....Birkaç tıkla ulaşırız sahte
kahramanlığa .Yüzlerce grup içinde tozu dumana
katar .Atarız naraları , sonra bir sigara yakar
.Tüttürür dumanı, dünyaları önüne katar
.Türküz Atatürk'çüyüz, kim bize kem
gözle bakar .Türesin.