Gökhan Göker- Olacaklar önceden kararlastirilmisti

04 Ekim 2010 Pazartesi, 04:15

1315 izlenme
0

Yorumlar

Serhat Tekin Ummah
Bu kadar mı olur birader her yerdeler
kitapsızlar

Serhat Tekin Ummah
Yaklaşan bir tehlike var Arkadaşlarım , onlar
her yerdeler ve yıllardır hazırlık
içerisindeler .... Ama unuttukları bir şey var
bizim rehberimiz Kur'an ve bizde her yerdeyiz
..... Alınana değil arkadaşlar Alayına gider
deriz biz bunlara ....

Burhan Işcan
hak geldi batıl kayboldu, batıl zaten
kaybolmaya mahkumdur...ANCAK HAKKI KORUYAN
İNSANLAR GAFLETTEYSE NE OLUR?ZAMANA ANDOLSUN Kİ
İNSAN HÜSRAN İÇİNDEDİR. FAKAT HAKKI
KORUYANLAR, SABREDENLER, HAYIRLI AMEL İLE AMEL
EDENLER VE BİRBİRLERİNE HAKK...I VE SABRI
TAVSİYE EDENLER HARİÇ..VE İYİLİK YAPMADAN
ASLA İYİLERDEN OLAMAZSINIZ.NİÇİN?İNANDIK
DEMEKLE SALINIMI VERİLECEĞİNİZİ SANDINIZ.
YANİ KENDİNİZİ İSPAT EDİNZİ.

Burhan Işcan
Şahne isminde, Harun Reşid zamanında bir
zâbıta âmiri vardı. Takva sâhibi, dindar bir
kişiydi. Hep adâletle hükmeden, zulme karşı
olan bu zâtı, hem halk hem de devlet adamları
çok severlerdi. İnsanların işlerini
gördüğü, problemleri çözdüğü... için
insanların duasını alırdı. Hızır
Aleyhisselam ile dahi görüşüyor ve sohbet
ediyordu. Ama bu âmir, Cenab-ı Hakk'a daha
çok yaklaşmak ve daha ziyade ibadet edebilmek
için işinden istifa etti. Uzlete çekildi.
Artık insanlarla görüşmüyor. Gündüzleri
oruç tutuyor, geceleri de ibadet ve taatle
meşgul oluyordu. Ama istifa ettikten sonra bir
daha Hz. Hızır Aleyhisselam ile görüşemez
oluyor. Bu yüzden de çok üzülüyor. Günlerce
gözüne uyku girmeyen âmir, "Benim
vazifemden ayrılmamın asıl sebebi, Allah'a
daha çok ibadet etmek ve Hızır Aleyhisselam ile
daha çok görüşebilmek ve sohbetinden istifade
etmekti. Ama artık Hz. Hızır hiç yanıma
gelmiyor." diyor ve gözyaşları döküyor.
Bu durum sabaha kadar devam ediyor. Bu tövbeler,
yalvarış ve yakarmalar ve gözyaşlarından
sonra bir gece Hz. Hızır Aleyhisselam'ı
rüyasında gördü ve kendisine, "Ey Hz.
Hızır! Ben seninle devamlı sohbet edebilmek
için dünya makam ve mevkilerinden istifa edip
ayrıldım. Uzlete çekilip kendimi tamamen
Cenab-ı Hakk'ın ibadetine verdim. Sana,
senin sohbetine tamamen kavuşacağımı
zannederken, aksine senden tamamen mahrum kaldım.
Acaba bunun hikmeti nedir? Bir kusur ve kabahatim
mi oldu? Hatam varsa, bildirin de tövbe edeyim.
Ne olur yine ziyaretime gelin; ilim ve
irfanınızdan beni mahrum bırakmayın. Son
derece sohbetlerinize ihtiyacım var; terk
etmeyin." diye yalvarıp yakardı. Hızır
Aleyhisselam, bunun üzerine dedi ki: "Benim
sana görünüp sohbet etmemin sebebi senin
yapmış olduğun ibadetler, şahsî hayır ve
hasenatlar değildi. Ben seninle, insanların
işlerini hak ve adâletle idare ettiğin, zulmü
önlediğin, problemleri çözüp Allah'ın
kullarının işlerini kolaylaştırıp, rahat ve
huzuru sağladığın içindi... Halbuki sen o
hayırlı işi bırakıp, Müslümanlara faydalı
olmaktan vazgeçtin. Hatta Müslümanları,
adâleti olmayan birisiyle baş başa koydun.
Sadece şahsını düşünüp bir köşeye
çekildin. Kendi menfaat ve kemâlâtını,
Müslümanlara tercih ettin. Artık şimdi senin
yerine geçen kişi Müslümanlara zulmediyor ve
gayri meşru işlerle eza ve cefâda bulunuyor.
Şu anda insanlar ***ıntı, üzüntü içinde
bulunuyor. Bütün bunlara, işte senin bu
anlayışın ve istifan sebep oldu. Aslında senin
şahsî menfaatlerinin, Müslümanların umûmî
menfaatleri yanında bir değeri yoktur. Çünkü
bir köşeye çekilip abdest, namaz ve oruçla,
nâfile ibadetler ve zikirle herkes meşgul
olabilir. Bunlar herkesin yapabileceği
şeylerdir. Zaten Müslümanlar bunları yerine
getireceklerdir. Ama bir makama yükselince
adâletle iş yapmak, Müslümanlara faydalı
olmak herkesin yapacağı bir iş değildir.
Herkes âdil olamaz. Herkes seve seve
Müslümanların işine koşamaz. Herkes içinden
gelerek sırf Allah rızası için,
Müslümanların huzur ve rahatı için
çalışamaz. İşte bu yüzden seni terk
ettim." Zâbıta âmiri Hızır
Aleyhisselam'ı dinledikçe gözyaşları
akıtıp "Çok doğru..." dedi. Sabah
olunca da Halife Harun Reşid'e giderek eski
vazifesini yeniden talep etti. O da onu eski
görevine tayin etti. Bundan sonra da işine
sarılıp kendisini Müslümanların hizmetine
adadı...

Burhan Işcan
Biz senden önce hiçbir Resul ve Nebi
göndermiş olmayalım ki, o bir dilekte
bulunduğu zaman, şeytan, onun dilediğine (bir
kuşku veya sapma unsuru) katıp bırakmış
olmasın. Ama Allah, şeytanın
katıp-bırakmalarını giderir, sonra kendi
ayetlerin...i sağlamlaştırıp-pekiştirir.
Allah, gerçekten bilendir, hüküm ve hikmet
sahibidir. Şeytanın (bu tür) katıp
bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve
kalpleri (her türlü) duyarlılıktan yoksun
bulunanlara (Allah'ın) bir deneme kılması
içindir. Şüphesiz zalimler, (gerçeğin
kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler.
(22/52-53) Andolsun, İblis, kendileri hakkında
zannını doğrulamış oldu, böylelikle iman
eden bir grup dışında, ona uymuş oldular.
(34/20) Kim Rahman'ın zikrini (KURANI)
görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun
‘üzerini kabukla bağlattırırız';
artık bu, onun bir yakın dostudur. Gerçekten
bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan
alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten
hidayette olduklarını sanırlar. Sonunda bize
geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin
aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı
olsaydı. Meğer ne kötü yakın-dost(muşsun
sen)." (Bu söylenmeleriniz,) Bugün size
kesin olarak bir yarar sağlamaz. Çünkü
zulmettiniz. Şüphesiz azabta da ortaksınız.
(43/36-39)

Yorum Ekle

Farid Farjad - Sarı Gelin [HQ]03:35
14 yil önce
898 izlenme
AMERİKA'NIN KISA TARİHİ03:07
14 yil önce
803 izlenme
Efe ve Denizin super siirleri...03:02
14 yil önce
1038 izlenme
KARS ATAKÖY VİDEO KLİP04:39
14 yil önce
4639 izlenme
KIRMIZI HAT KOSOVA 1 [PAYLAŞ]19:06
14 yil önce
887 izlenme
ENDER ACAR04:18
14 yil önce
2059 izlenme
şıvan perwer bejıne bıla be04:28
14 yil önce
2897 izlenme