huzurun sesi başka türlü ifade edilemez galiba
muhteşem...
Aşkin Ektiren
16 Kasım 2009 Salı, 00:32
gerçekten uzun zamandır duymamıştım
mükemmelsiniz
Mehmet Muyan
16 Kasım 2009 Salı, 00:37
ben hep içindeyim o yüzdeniçinde bulunduğum
güzelliğin farkında değilim...
Derya Kizilirmak
16 Kasım 2009 Salı, 00:42
HUZUR VERICI TESEKURLER..
Canser Özaslan
16 Kasım 2009 Salı, 00:45
harika orda olmayı çok isterdim şehrin kirlş
havasından uzaklaşip...
Gülcan Güvenç
16 Kasım 2009 Salı, 00:50
çok güzel..
Bebetto Umut
16 Kasım 2009 Salı, 00:53
şu gizemli ve doga harikası yerde insann
ömrümü biter..süper
Zahire Altunok
16 Kasım 2009 Salı, 00:59
valla arkadaslar bu görüntlere güzel
diyosanız birde artvini görmenizi tavsiye
ediyorum bunlar güzelse artvin mükemmelllll ..
.:))
Eyüp Kuvan
16 Kasım 2009 Salı, 01:06
gez dunyayi görsunler karadenizi
Ekrem Yigit
16 Kasım 2009 Salı, 01:09
peki ya bu guzellikleri görünce hiç
düşündünüz mü görme engelliler açısından
! yada işitme engelliler açısından o kuş
cıvıltılarını !! :(( rabbim şükürler
olsun
Ihsan Inhandağ
16 Kasım 2009 Salı, 01:42
rabbim şükürler olsun ...lafını.... içinden
söyle... yazma ( samimiyetine içtenlikle
inanıyorum ) engelli kardeşlerimizi kırmamak
adına.sevgilerimle
Karadeniz Rize
16 Kasım 2009 Salı, 09:17
ALLAHIN kullarına bahşettiği bu güzellik
karşısında susmak yetmez. Ona karşı
Acizliğimizi Kul olduğumuzu hatırlamak gerekir.
Duygu Kaya
16 Kasım 2009 Salı, 10:02
arkadaşlar her vdeoda bir tartışma
yapıyorsunuz ne kadar memnuniyetsiz bir toplum
olduk biz
Asi Azra Azri
16 Kasım 2009 Salı, 11:58
COK GÜZEL SESLER DİNLENDİRİYOR İNSANI
Kübra Erke
16 Kasım 2009 Salı, 13:53
***a hiç oLmazsa boş şeyLer için
tartışmıoLar böyle tarşşşmaLar her zaman
için Lazım !!!!!
Ahmet Soysal
16 Kasım 2009 Salı, 14:17
harika
Serpil Daşdemir
16 Kasım 2009 Salı, 14:51
süper ya
Özbil Taşer
16 Kasım 2009 Salı, 15:07
insanın ruhunu okşuyor
Kübra Erke
16 Kasım 2009 Salı, 15:50
öLe***a daha boş şeyeLri tartışkatansa
böyle şeylerde konuşuLsun .
Matem Rapçi
16 Kasım 2009 Salı, 16:28
ya mükemmel bişe huzur verici
Nurhan Göbekli
16 Kasım 2009 Salı, 16:48
süper
Mehmet Toptan
16 Kasım 2009 Salı, 22:34
Etkileyici...
İbrahim Çetinkaya
17 Kasim 2009 Salı, 09:43
Birinci Dünya Savaşı'nda ...
İngilizlere,150 bin askerimiz esir düştü.Bu
askerlerden bir kısmı da Mısır'ın
İskenderiye şehri yakınlarında bulunan
Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibeşir Kuveysna
Osmani Useray-I Har...biye Kampı' idi.Bu
kampta, 1918'deFilistin Cephesinde esir
düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na
bağlı Osmanlı Askerleri tutuluyordu. 12 Haziran
1920'ye kadar Iki yıl boyunca her türlü
işkence, eziyet, ağır hakaretler ve
aşağılamaya maruz kaldılar. İnsanlık dışı
muamelenin nedeni ise Ermeniler idi… Kamptaki,
Türkçe bilen Ermeni tercümanların Yalan
yanlış çevirileri ve kışkırtmaları
nedeniyle,kampların İngiliz komutanları,
azılı Türk Düşmanı haline gelmişlerdi.
Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar
nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim
etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü,
olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden
karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler
tarafından, İngilizlerin beyinlerine
işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı…
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü
zoruyladezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak;
suya normalin çok üzerinde 'krizol'
maddesi atılmıştı.. Mehmetçik, suya daha
ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi
nedeniyle haşlanıyordu. Ancak, İngiliz
Askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin
havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
Mehmetçikler, bellerine kadar gelen suya
başlarını sokmak istemediler. Ancak, bu kez
İngilizler havaya (başlarının üzerine) ateş
etmeye başladı. Askerlerimiz, öll***k için,
çömelerek başlarını suya soktular. Ancak,
başını sudan kaldıran artık göremiyordu.
Çünkü gözleri yanmıştı… Dışarı
çıkanların halini gören sıradaki
askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15
000 (15 bin) askerimiz kör oldu.... ...
Devamı... Devamı... Devamı... Devamı...
Devamı... DevamıBu vahşet, 25 Mayıs 1921
tarihinde TBMM.' de görüşüldü.
Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge
vererek, Mısır'da esirlerin Krizol
banyosuna sokularak, 15 bin vatan evladının
gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan
İngiliz doktor, Garnizon Komutanı ve askerlerin
cezalandırılması için, TBMM' nin
teşebbüse geçmesini istediler. Ancak, yeni
kurulan devletin bin türlü derdi vardı. Ağır
sorunlarla uğraşan TBMM' de bu hesap sorma
işi unutuldu gitti. Ama onlar unutmuyorlar…
Kendi ihanetlerini bile soykırım***balajına
sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü
olanı da malum birilerinin, bu karalama
kampanyalarına çanak tutması… ERMELİLER
SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA
KALDIRIYOR.BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ
YOK.!!!... Devamı... Devamı... Devamı...
Devamı... Devamı... Devamı... Devamı...
DevamıNot:EĞER ŞEHİTLERİMİZE SAYGINIZ VARSA;
3 dakikanızı almaz bu yazıyı yayabildiz kadar
yayın...
Yorumlar
muhteşem...
mükemmelsiniz
güzelliğin farkında değilim...
havasından uzaklaşip...
ömrümü biter..süper
diyosanız birde artvini görmenizi tavsiye
ediyorum bunlar güzelse artvin mükemmelllll ..
.:))
düşündünüz mü görme engelliler açısından
! yada işitme engelliler açısından o kuş
cıvıltılarını !! :(( rabbim şükürler
olsun
söyle... yazma ( samimiyetine içtenlikle
inanıyorum ) engelli kardeşlerimizi kırmamak
adına.sevgilerimle
karşısında susmak yetmez. Ona karşı
Acizliğimizi Kul olduğumuzu hatırlamak gerekir.
yapıyorsunuz ne kadar memnuniyetsiz bir toplum
olduk biz
tartışmıoLar böyle tarşşşmaLar her zaman
için Lazım !!!!!
böyle şeylerde konuşuLsun .
İngilizlere,150 bin askerimiz esir düştü.Bu
askerlerden bir kısmı da Mısır'ın
İskenderiye şehri yakınlarında bulunan
Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibeşir Kuveysna
Osmani Useray-I Har...biye Kampı' idi.Bu
kampta, 1918'deFilistin Cephesinde esir
düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na
bağlı Osmanlı Askerleri tutuluyordu. 12 Haziran
1920'ye kadar Iki yıl boyunca her türlü
işkence, eziyet, ağır hakaretler ve
aşağılamaya maruz kaldılar. İnsanlık dışı
muamelenin nedeni ise Ermeniler idi… Kamptaki,
Türkçe bilen Ermeni tercümanların Yalan
yanlış çevirileri ve kışkırtmaları
nedeniyle,kampların İngiliz komutanları,
azılı Türk Düşmanı haline gelmişlerdi.
Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar
nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim
etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü,
olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden
karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler
tarafından, İngilizlerin beyinlerine
işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı…
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü
zoruyladezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak;
suya normalin çok üzerinde 'krizol'
maddesi atılmıştı.. Mehmetçik, suya daha
ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi
nedeniyle haşlanıyordu. Ancak, İngiliz
Askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin
havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
Mehmetçikler, bellerine kadar gelen suya
başlarını sokmak istemediler. Ancak, bu kez
İngilizler havaya (başlarının üzerine) ateş
etmeye başladı. Askerlerimiz, öll***k için,
çömelerek başlarını suya soktular. Ancak,
başını sudan kaldıran artık göremiyordu.
Çünkü gözleri yanmıştı… Dışarı
çıkanların halini gören sıradaki
askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15
000 (15 bin) askerimiz kör oldu.... ...
Devamı... Devamı... Devamı... Devamı...
Devamı... DevamıBu vahşet, 25 Mayıs 1921
tarihinde TBMM.' de görüşüldü.
Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge
vererek, Mısır'da esirlerin Krizol
banyosuna sokularak, 15 bin vatan evladının
gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan
İngiliz doktor, Garnizon Komutanı ve askerlerin
cezalandırılması için, TBMM' nin
teşebbüse geçmesini istediler. Ancak, yeni
kurulan devletin bin türlü derdi vardı. Ağır
sorunlarla uğraşan TBMM' de bu hesap sorma
işi unutuldu gitti. Ama onlar unutmuyorlar…
Kendi ihanetlerini bile soykırım***balajına
sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü
olanı da malum birilerinin, bu karalama
kampanyalarına çanak tutması… ERMELİLER
SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA
KALDIRIYOR.BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ
YOK.!!!... Devamı... Devamı... Devamı...
Devamı... Devamı... Devamı... Devamı...
DevamıNot:EĞER ŞEHİTLERİMİZE SAYGINIZ VARSA;
3 dakikanızı almaz bu yazıyı yayabildiz kadar
yayın...
yıne kendımızız