hafızalardan silinmeyen bir film daha..ne
şahaneydi aşkı öylece de okuyabilmek..
Ayşen Benzer
26 Ekim 2010 Salı, 17:29
teşekkürler... :))
Nevin Türkol
26 Ekim 2010 Salı, 17:37
İki kare var hiç unutamadığım.Birincisi
mayın uzmanı olan Hintli ile hemşirenin mum
ışığında kilisede uçar gibi sallanmaları
ki aşkın ve bir olmanın mistik salınımları
gibi okumuştum o kareyi,,ayrıca hintlinin
saçlarına hayran olmuştum,, diğeri ise
Yağmur yağdığında hastayı sedyeyle dışarı
çıkarıp bahçede delicesine tur
atıyorlar.Hasta ıslanmasın diye şemsiyenin
altında.Her halde yaşama sevinci zaman zaman
galebe çalabiliyor,, Gülümseten bir
kareydi...Teşekkür ederim kedicik...
Cheshire Kedisi
26 Ekim 2010 Salı, 18:32
Rica ederim dostlar, güzelliğinize ve aşka bir
kez daha göz kırptım. Bu arada Hintlinin
saçlarını ben de unutamadım :)
Balıkçı Kral
26 Ekim 2010 Salı, 23:03
Juliette Binoche nin hintlinin ölümünden sonra
arabanın içinde yıkılmış hali ne hüzünlü
idi. teşekkürler kedicik.:) sırada Kieslowski
nin üç renk i mi var acaba. bence siz bu
gidişle bizi bayıltacaksınız. :)
Yorumlar
şahaneydi aşkı öylece de okuyabilmek..
mayın uzmanı olan Hintli ile hemşirenin mum
ışığında kilisede uçar gibi sallanmaları
ki aşkın ve bir olmanın mistik salınımları
gibi okumuştum o kareyi,,ayrıca hintlinin
saçlarına hayran olmuştum,, diğeri ise
Yağmur yağdığında hastayı sedyeyle dışarı
çıkarıp bahçede delicesine tur
atıyorlar.Hasta ıslanmasın diye şemsiyenin
altında.Her halde yaşama sevinci zaman zaman
galebe çalabiliyor,, Gülümseten bir
kareydi...Teşekkür ederim kedicik...
kez daha göz kırptım. Bu arada Hintlinin
saçlarını ben de unutamadım :)
arabanın içinde yıkılmış hali ne hüzünlü
idi. teşekkürler kedicik.:) sırada Kieslowski
nin üç renk i mi var acaba. bence siz bu
gidişle bizi bayıltacaksınız. :)