Bu parçanın indirilebilecek mp3'ü varsa
eklenirse seviniriz
Karani Arda
05 Ocak 2010 Salı, 13:17
üstad ömrüne bereket...
Harun Akyol
17 Ocak 2010 Pazar, 01:44
Süper! Süper! Süper!
Efe Temur Recep
12 Şubat 2010 Cuma, 23:37
Ben aşkı bu şiirle öğrendim öğrencilik
yıllarımda okumuştum süper sağolun.
Meral Güneş Özdoğan
17 Şubat 2010 Çarşamba, 16:47
senin kadar ALLAH ve şeytan işi....
Fazıl Çakır
28 Mart 2010 Pazar, 14:09
bir gün gözleriminnn taaaa içine bak
anlarsınn ...
Ibrahim Torun
06 Nisan 2010 Salı, 20:31
bir gün gözlerimin taa içine bak anlarsın
ölüler niçin yaşarmış...!
Mehmet Gültekin
16 Nisan 2010 Cuma, 22:43
olur aya karşı kırlı cakalar urkek urkek
bakar daga tavsanlar ..... anla beni mona
Ibrahim Yıldız
26 Nisan 2010 ve Pazartesi, 18
harika bişey yaa her inleyişimde ağlayasım
geliyo::::
Meral Konca
30 Nisan 2010 Cuma, 00:25
zambaklar en ıssız yerlerde açarve vardır her
vahşi çiçekte gurur... çok güzel sözler...
Ahmet Kaya
14 Mayıs 2010 Cuma, 11:10
MONA ROSA (Aşada yazılı olanlar kurgu değil
gerçektir)Belki de mahşeri kalabalığa okunan
bu şiirin hangi hislerle yazıldığını tahmin
bile edemezsiniz? Bilinen gerçekleri arda, arda
sıralamak sizleri aydınlatabilir. Dilenirse
şairimiz hakkın...da kısaca bilgi vererek
konuya girmek istiyorum.Şöyle ki; şiirimizin
yazarı Sezai Karakoç ilk, ortaokulu ve liseyi
Diyarbakır, Gaziantep, K.Maraş’ta
tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal
bilimler fakültesini kazanır. Ve gider, gider
ama başına geleceklerden veya başına
getireceği olaylardan habersizdir.Neden sonra
başlar okula dersler devam ederken şairimim
gönlünü kaptırır bir muhacir kızına ve
işte bütün mesele başlar, başlar ki ne
başlar. Sonu olmayan bir başlangıçtır. Kısa
bir süreden sonra dayanamaz ve kendini o kıza
açmaya karar verir. Uzun bir tasavvurdan sonra
İstediği gibi yapar ve gönlünde biriktirdiği
aşkı artık kaldıramaz olmuştur.teklifine ret
cevabı alma riski yüksek olduğu halde bırakır
kendini uçsuz bir ummana.istediği cevabı
alamamıştır,bu samimi Anadolu çocuğu
kırılmıştır işte o an. Lakin bu kırgınlık
uzun sürmez (çünkü uzunu daha
başlamamıştır.) azimle tekrar
deneyecektir.lakin istediği gibi hiç
olmayacaktır.Ve bu hep böyle sürer gider. Ta ki
gelir ,gelir ve bir yerde tıkanır işte bu
tıkandığı yer 4. sınıf olur.ama o samimi
delikanlı hiç pes etmemiştir.tam dört yıl hep
istemiştir onu ,kendinden. Ama istediği hiç
olmamıştır.belkide bir gün olacaktır.! Artık
okul bitmek üzeredir.tam dört yıl geçmiştir
.Geçmiştir ,ya delmişte geçmiştir kimi
sineleri. Mezuniyet merasimi düzenlenmektedir
Ankara üniversitesinde öğrenciler 4 yılın
yorgunluğunu ,bitirmenin sevinciyle bu merasimde
birleştirecektir.lakin birleştiremeyenlerde
vardır o mahşeri kalabalıkta onlar gerçekle
yapışmış yüreklerini koyacaklardır ortaya.
İşte burada Sezai Karakoç onların hepsine
tercüman olacaktır o mükemmel ve emsalsiz
sevgisiyle .Bu program da Sezai Karakoç
yazdığı şiiriyle yerini almıştır.ve de
işte o beklenen an gelir çatar. O yılların
gerçekleri bir şamar gibi patlar ortada ve sesi
yankılanır Ankara sokaklarında.Sezai Karakoç
anons edilir. Yazdığı şiiri okumak üzere.
Ankara siyasalın önü ana baba günü gibidir
herkes ordadır bütün hocalar öğrenciler ve
hatta misafirler lebalep dolup
taşmıştır.merasim alanı.Sezai Karakoç
şöyle bir kalabalığa bakar o buğulu gözlerle
,gönlünde yer alamadığı insanı aramaktadır
mahşeri kalabalık içinde ve şiirini okumaya
başlar.Mona roza siyah güler ak güller
Geyve’nin gülleri beyaz yatakKanadı kırık
kuş merhamet isterAh senin yüzünden kana
batacak Mona roza siyah güller ak güller
…Şiir bitene kadar kalabalıktan hiç ses
gelmez olur, ta ki son kıtayı okuyana dek ve
kalabalıkta müthiş bir uğultu patlar. Herkes
bir birine bir şeyler sormaktadır***a sadece
bilinen bir gerçek var ki herkes bu şiirden çok
etkilenmiştir hele biri var ki gönlünde
fırtınalar kopmuştur tam dört yıl sonra
geçte olsa anlamıştır ve işte o uğultunun
arasından bir kız öğrenci sıyrılır
kürsüye yaklaşır dört yılı harabeden ve
sonrasını da edecek olan kişidir O,O MUAZZEZ
AKKAYA’ dır.Ağlayarak ve yalvarmalı bir
sesiyle -ben seni kabul ediyorum der.Ama çok
geçtir artık çünkü bu samimi genciz bu ağır
aşka dayanacak takati kalmamıştır kürsüye
dönerek -şimdi de ben kabul etmiyorum der ne
derece yürekten gelerek söylediği
tartışılır***a beklide bir intikamdır
,beklide ilk defa gururu aşkının önüne
geçmiştir delikanlının Ve bir daha Muazzez
Akaya’yı hiç kimse görmemiştir çünkü o
ret cevabının ardında intihar etmiştir.
Doğruyu geç bulup erken kaybetmek buna denir
galibaŞimdi Sezai karakoç 65-70 yaşlarında ve
hiç evlenmemiş hiç gönlüdeki o muazzam yere
dokunmamıştır.size şimdi bir sır veriyorum
Mona Rosa şiirinin kıtalarının ilk harfleri
onun ismini veriyor.
Oğuzhan Berk
16 Haziran 2010 Çarşamba, 00:5
yav arkadaşım muazze akkaya intihar falan
etmedi nerden uyduruyorsunuz anlamıyorum
ki....muazzez akkaya şu an***erşkada doktor
kızıyla yaşıyor..bi intihar etti yalanı
almış başını gidiyor...
Oğuzhan Berk
16 Haziran 2010 Çarşamba, 00:5
tukardaki yazıyı okuyun gerçeği öğrenin
Fatma Zehra
26 Temmuz 2010 ve Pazartesi
çok teşekkürler. biarkaç söylenti duymuştum
ama gerçeği duymak daha güzel.
Oğuzhan Berk
27 Temmuz 2010 Salı, 11:37
ne demek önüne gelen sağdan soldan duıyan bu
şiir hakkında yorum yapıyor....gerçeği
göstermek görevim oldu artık:D
Yorumlar
eklenirse seviniriz
yıllarımda okumuştum süper sağolun.
anlarsınn ...
ölüler niçin yaşarmış...!
bakar daga tavsanlar ..... anla beni mona
geliyo::::
vahşi çiçekte gurur... çok güzel sözler...
gerçektir)Belki de mahşeri kalabalığa okunan
bu şiirin hangi hislerle yazıldığını tahmin
bile edemezsiniz? Bilinen gerçekleri arda, arda
sıralamak sizleri aydınlatabilir. Dilenirse
şairimiz hakkın...da kısaca bilgi vererek
konuya girmek istiyorum.Şöyle ki; şiirimizin
yazarı Sezai Karakoç ilk, ortaokulu ve liseyi
Diyarbakır, Gaziantep, K.Maraş’ta
tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal
bilimler fakültesini kazanır. Ve gider, gider
ama başına geleceklerden veya başına
getireceği olaylardan habersizdir.Neden sonra
başlar okula dersler devam ederken şairimim
gönlünü kaptırır bir muhacir kızına ve
işte bütün mesele başlar, başlar ki ne
başlar. Sonu olmayan bir başlangıçtır. Kısa
bir süreden sonra dayanamaz ve kendini o kıza
açmaya karar verir. Uzun bir tasavvurdan sonra
İstediği gibi yapar ve gönlünde biriktirdiği
aşkı artık kaldıramaz olmuştur.teklifine ret
cevabı alma riski yüksek olduğu halde bırakır
kendini uçsuz bir ummana.istediği cevabı
alamamıştır,bu samimi Anadolu çocuğu
kırılmıştır işte o an. Lakin bu kırgınlık
uzun sürmez (çünkü uzunu daha
başlamamıştır.) azimle tekrar
deneyecektir.lakin istediği gibi hiç
olmayacaktır.Ve bu hep böyle sürer gider. Ta ki
gelir ,gelir ve bir yerde tıkanır işte bu
tıkandığı yer 4. sınıf olur.ama o samimi
delikanlı hiç pes etmemiştir.tam dört yıl hep
istemiştir onu ,kendinden. Ama istediği hiç
olmamıştır.belkide bir gün olacaktır.! Artık
okul bitmek üzeredir.tam dört yıl geçmiştir
.Geçmiştir ,ya delmişte geçmiştir kimi
sineleri. Mezuniyet merasimi düzenlenmektedir
Ankara üniversitesinde öğrenciler 4 yılın
yorgunluğunu ,bitirmenin sevinciyle bu merasimde
birleştirecektir.lakin birleştiremeyenlerde
vardır o mahşeri kalabalıkta onlar gerçekle
yapışmış yüreklerini koyacaklardır ortaya.
İşte burada Sezai Karakoç onların hepsine
tercüman olacaktır o mükemmel ve emsalsiz
sevgisiyle .Bu program da Sezai Karakoç
yazdığı şiiriyle yerini almıştır.ve de
işte o beklenen an gelir çatar. O yılların
gerçekleri bir şamar gibi patlar ortada ve sesi
yankılanır Ankara sokaklarında.Sezai Karakoç
anons edilir. Yazdığı şiiri okumak üzere.
Ankara siyasalın önü ana baba günü gibidir
herkes ordadır bütün hocalar öğrenciler ve
hatta misafirler lebalep dolup
taşmıştır.merasim alanı.Sezai Karakoç
şöyle bir kalabalığa bakar o buğulu gözlerle
,gönlünde yer alamadığı insanı aramaktadır
mahşeri kalabalık içinde ve şiirini okumaya
başlar.Mona roza siyah güler ak güller
Geyve’nin gülleri beyaz yatakKanadı kırık
kuş merhamet isterAh senin yüzünden kana
batacak Mona roza siyah güller ak güller
…Şiir bitene kadar kalabalıktan hiç ses
gelmez olur, ta ki son kıtayı okuyana dek ve
kalabalıkta müthiş bir uğultu patlar. Herkes
bir birine bir şeyler sormaktadır***a sadece
bilinen bir gerçek var ki herkes bu şiirden çok
etkilenmiştir hele biri var ki gönlünde
fırtınalar kopmuştur tam dört yıl sonra
geçte olsa anlamıştır ve işte o uğultunun
arasından bir kız öğrenci sıyrılır
kürsüye yaklaşır dört yılı harabeden ve
sonrasını da edecek olan kişidir O,O MUAZZEZ
AKKAYA’ dır.Ağlayarak ve yalvarmalı bir
sesiyle -ben seni kabul ediyorum der.Ama çok
geçtir artık çünkü bu samimi genciz bu ağır
aşka dayanacak takati kalmamıştır kürsüye
dönerek -şimdi de ben kabul etmiyorum der ne
derece yürekten gelerek söylediği
tartışılır***a beklide bir intikamdır
,beklide ilk defa gururu aşkının önüne
geçmiştir delikanlının Ve bir daha Muazzez
Akaya’yı hiç kimse görmemiştir çünkü o
ret cevabının ardında intihar etmiştir.
Doğruyu geç bulup erken kaybetmek buna denir
galibaŞimdi Sezai karakoç 65-70 yaşlarında ve
hiç evlenmemiş hiç gönlüdeki o muazzam yere
dokunmamıştır.size şimdi bir sır veriyorum
Mona Rosa şiirinin kıtalarının ilk harfleri
onun ismini veriyor.
etmedi nerden uyduruyorsunuz anlamıyorum
ki....muazzez akkaya şu an***erşkada doktor
kızıyla yaşıyor..bi intihar etti yalanı
almış başını gidiyor...
ama gerçeği duymak daha güzel.
şiir hakkında yorum yapıyor....gerçeği
göstermek görevim oldu artık:D