çok güzel söylemiş yene serdar abim yorumuna
yüreğine sağlık canıM abiM...
Erdal Çolak
05 Eylül 2010 Pazar, 23:23
Serdar TUNCER ismini tanıdığımdan beri ondan
vazgeçemiyorum harika
Halil Sarı
06 Eylül 2010 Pazartesi, 02:00
muhteşem şiir, muhteşem yorum...
Salih Kartal
09 Eylül 2010 Perşembe, 03:16
bunu yeni gördüm... çok farklı ve güzel
bir yorum gerçekten.. helal sana serdar abi
Duygu Balta
13 Eylül 2010 Pazartesi, 00:23
ben bu şiirin yazılma hikayesini duyduğumda
ortaokuldaydım ve vurulmuştum....serdar abi çok
güzel yorumlamış....bir ömür ancak çok cesur
insanlar tarafından aşka böyle
adanabilir.....sezai karakoç o o bir
efsane.....bu şirin binden fazla kıtasını
yakmış.............
Muhammet Ali Yiğit ךסףן
16 Eylül 2010 Perşembe, 23:08
Duygu hanım hikayeyi buraya yapıştırsanız
biz de baksak bizim duyduğumuz ile aynı mı
farklı mı? Biz de nasiplensek...
Duygu Balta
17 Eylül 2010 Cuma, 20:50
Edebiyat hocam anlatmıştı.anlatıldığına
göre Sezai Karakoç ile Cemal Süreya aynı kıza
aşik olur.Aşkın üçüncü şahsı dışarıda
bırakan doğası,iki arkadaşı bahse
tutuşturur.Bahis,Cemal Süreyyanın soyadındaki
ikinci"Y" harfinin eksilmesine neden...
olurken,Sezai Karakoçun ünlü"MONA
ROSA" ŞİİRİNİ YAZACAĞI BİR
ÖYKÜNÜNDE MİLADINI OLUŞTURUR.ünüversite
yıllarında başlayan ve Muazzez hanımın
intihar etmesiyle efsaneye dönüşen bir aşk
hikayesidir bu.yine anlatıldığına göre Sezai
KARAKOÇ aşkına karşıklık bulamaz ve
teselliyi hakka yönelmekte bulur ancak mezuniyet
günü arkadaşlarının ısrarıyla muazzes
hanıma yazdığı şiiri okur.salon
hıçkırıklara boğulur.bunun üzerine muazzes
hanım koşar ve ondan özür diler fakat gururu
kırılan karakoç onu reddeder. muazzes hanımda
geyvenin yolunu tutar ve o gece intihar eder.bu
şiirin burda okunandan hariç devamıda var.o da
intiharı anlatıyor.SEZAİ KARAKOÇ yıllarca bu
şiiri kabul etmez.***a en sonunda pes eder. ve
bilinen kıtaların dışında bine yakın
kıtayı yaktığı söylenir.bu şiirde bir
özellikte şiirin baş harflerine dikkat
edildiğinde"MUAZZES AKKAYA" İSMİ
ORTAYA ÇIKAR.fakat Sezai Karakoç bu güne kadar
bu aşk üzerine tek kelime etmez.ve evlenmez. onu
yakın takip eden izleyen bir şair MÜRSEL
SÖNMEZ BU AŞK KONUSU HAKKINDA GERÇEK HAYAT
DERGİSİNDE ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM
YAPMIŞTI..İLGİLENENLER MÜRSEL SÖNMEZİN
SEZAİ KARAKOÇLA İLGİLİ ARAŞTIRMALARINA
BAKABİLİR....neyse benim bu konuda ki bilgim
bundan ibaret farklı bilgisi olan arkadaşların
katkılarını bekliyoruz***a şiir çok
güzel.........dua ile vesselam.
Muhammet Ali Yiğit ךסףן
18 Eylül 2.010 Cumartesi, 2:36
Evet bu efsaneleşmiş hikayeyi duymuştum,ama
Cemal Süreyya kısmı hariç.Ayrıca sizleri
hayal kırıklığına uğratmak istemem***a
Muazzez Akkaya hanım intihar etmemiş.Ona
ulaşıldı.Sanırım kızına idi.Olay
soruldu,kızı annesinin aşktan haberi
olmad...ığını söylemiş sanırım.Mona Rosa
bulundu diye taratırsanız yazı çıkar.Hikaye
çok mükemmeldi***a,sanırım şaire sormak ,onun
şerh etmesini istemek daha doğru.Çünkü
hayranların bir hayali öyküleştirmesi var
sanki.Hani derler ya "şeyh uçmaz,mürit
uçurur." Evet Mona Roza şiiri çok
geniştir,I,II diye kısımları var.Evet o
dediğiniz şekilde dizildiğinde Muazzez Akkayam
çıkar.Sezai Karakoç belgeseli çekilmişti
yakında,onu izlemek lazım aslında.Yaşayan bir
değer,onu kaybetmeden istifade etmek
lazım.Teşekkürler.
Halil Sarı
18 Eylül 2.010 Cumartesi, 3:14
ben de muazzez akkay'ın yaşadığını ve
ona ulaşıldığını biliyorum. ayrıca Sezai
Karakoç şiiri mezuniyette değil bir piknik
sırasında okuduğunu duydum ben...cemal süreyya
kısmını ise; sezai karakoç şiiri kimseye
vermiyor ve yayınlamıyor.cemal süreyya şiiri
okumak için istiyor ve onun itrazına rağmen bir
dergide yayımlatıyor. sayın Yiğit'in
dediği gibi anlatılanlara yazarın şerh
koyması ve bir kaç ay evvel hazırlanan
belgeseli izlemek lazım...
Muhammet Ali Yiğit ךסףן
18 Eylül 2010 Cumartesi, 03:34
"Muazzez Akkaya Fakülte Numarası: 278
Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile
Fitnat Hanım’ın kızıdır. 1930’da
Geyve’de doğdu. 1949’da Kandilli Kız
Lisesi’ni “Pekiyi” derecede bitirdi.
S.B.F.’nden mezuniyetini müteakıb, Maliye
Bakanl...ığı stajyer Memurluğuna tayin
edilerek Devlet hizmetine girdi. Nisan 1955’te
Karayolları Genel Müdirliği, Ağustos 1955’te
tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957’de Devlet
Su İşleri Gn. Müdirliği Teşkilatlarında
Memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk
Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika
aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı
Hazine Avukat stajyerliğine, sonra
Avukatlığına getirildi. Eylül 1964’de Eşi
Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine
nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e
gitdi. 1967’de yine eşiyle birlikte Yurd’a
dönüp avukatlığa başladı. Halen (Mart 1970)
Ankara Barosu’na kayıldı avukatlık
yapmaktadır. 7 Kasım 1958 Cuma günü S.B.O.
1944 yılı (2602 Sıra Numaralı) mezunlarından
Orhan Giray ile evlendi; 9.6.1959 doğumlu
Ayşegül Giray, 24.3.1961 doğumlu Ela Meral
Giray adlarında 2 kızı ile 4.4.1967 doğumlu
İhsan adında 1 oğlu vardır (1970). İngilizce
bilmektedir." evet Muazzez hanım hakkında
biraz bilgi...Çok şükür ki canına
kıymamış,şiirden haberi bile olmamış.
Duygu Balta
18 Eylül 2010 Cumartesi, 09:00
bildiklerime eklenen bu bilgiler karşısında
bir kez daha hayran oldum şiire....belki de
öldü denilmesi bilinçlidir hani biz millet
olarak severiz ya olayları irdelemeyi belkide
sezai karakoçun bu konuda konuşmaması vede
öldü denilmesine hi...ç bir şekilde yorum
yapmaması onunla birlikte olamayacağı hayatın
içinde onunla anılmak,onun hayatına müdahil
olmak sezai karakoç gibi birine ters olduğu
içindir .en güzelinden siz bahsetmişsiniz bu
konu hakkında en net bilgiye sahip olan odur.ve
aslında tüm gerçek onlardadır..ama zaten her
haliyle hayallerime darbe vurcak bi durum yok
ortada beni etkileyen kısmı muazzez hanımın
ölmesi değil sezai karakoçun onu bir ömür
sevmesidir.yani dışardan bakınca öyle
görünüyor.......ama bilgilerime ekledikleriniz
için size,ortaokul dönemimden bu yana şiiri
asla unutmamama vesile olacak hikayeyi anlatan
edebiyat öğretmenime teşekkür ederim:)))
Duygu Balta
18 Eylül 2010 Cumartesi, 18:02
verdiğiniz adreslerdeki bilgilere bakınca Sezai
KARAKOÇ'u daha iyi anladım. polisiye
romanlarda olduğu gibi sanki cinayet ***izi
yapar gibi saniye saniye bir aşk ***izi
yapılmış olduğunu gördüm.hiç kimse o
fotoğrafa SEZAİ KARAKOÇ gibi ba...kamaz***a
sanki bak bak açığını yakaladım der gibi
yorum yapabilirmiş .neyse bu kadar yorumu
istemeyerek bende yaptım hocam affetsin şiir
mükemmel yorum güzel ve anladığım kadarıyla
bu şiirde her sanat eserinde olduğu gibi
herkeste başka bir etki
bırakıyor.FATİH'in dediği gibi herkes
kendi yediğinden gönderiyor.......
Yorumlar
yüreğine sağlık canıM abiM...
vazgeçemiyorum harika
bir yorum gerçekten.. helal sana serdar abi
ortaokuldaydım ve vurulmuştum....serdar abi çok
güzel yorumlamış....bir ömür ancak çok cesur
insanlar tarafından aşka böyle
adanabilir.....sezai karakoç o o bir
efsane.....bu şirin binden fazla kıtasını
yakmış.............
biz de baksak bizim duyduğumuz ile aynı mı
farklı mı? Biz de nasiplensek...
göre Sezai Karakoç ile Cemal Süreya aynı kıza
aşik olur.Aşkın üçüncü şahsı dışarıda
bırakan doğası,iki arkadaşı bahse
tutuşturur.Bahis,Cemal Süreyyanın soyadındaki
ikinci"Y" harfinin eksilmesine neden...
olurken,Sezai Karakoçun ünlü"MONA
ROSA" ŞİİRİNİ YAZACAĞI BİR
ÖYKÜNÜNDE MİLADINI OLUŞTURUR.ünüversite
yıllarında başlayan ve Muazzez hanımın
intihar etmesiyle efsaneye dönüşen bir aşk
hikayesidir bu.yine anlatıldığına göre Sezai
KARAKOÇ aşkına karşıklık bulamaz ve
teselliyi hakka yönelmekte bulur ancak mezuniyet
günü arkadaşlarının ısrarıyla muazzes
hanıma yazdığı şiiri okur.salon
hıçkırıklara boğulur.bunun üzerine muazzes
hanım koşar ve ondan özür diler fakat gururu
kırılan karakoç onu reddeder. muazzes hanımda
geyvenin yolunu tutar ve o gece intihar eder.bu
şiirin burda okunandan hariç devamıda var.o da
intiharı anlatıyor.SEZAİ KARAKOÇ yıllarca bu
şiiri kabul etmez.***a en sonunda pes eder. ve
bilinen kıtaların dışında bine yakın
kıtayı yaktığı söylenir.bu şiirde bir
özellikte şiirin baş harflerine dikkat
edildiğinde"MUAZZES AKKAYA" İSMİ
ORTAYA ÇIKAR.fakat Sezai Karakoç bu güne kadar
bu aşk üzerine tek kelime etmez.ve evlenmez. onu
yakın takip eden izleyen bir şair MÜRSEL
SÖNMEZ BU AŞK KONUSU HAKKINDA GERÇEK HAYAT
DERGİSİNDE ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM
YAPMIŞTI..İLGİLENENLER MÜRSEL SÖNMEZİN
SEZAİ KARAKOÇLA İLGİLİ ARAŞTIRMALARINA
BAKABİLİR....neyse benim bu konuda ki bilgim
bundan ibaret farklı bilgisi olan arkadaşların
katkılarını bekliyoruz***a şiir çok
güzel.........dua ile vesselam.
Cemal Süreyya kısmı hariç.Ayrıca sizleri
hayal kırıklığına uğratmak istemem***a
Muazzez Akkaya hanım intihar etmemiş.Ona
ulaşıldı.Sanırım kızına idi.Olay
soruldu,kızı annesinin aşktan haberi
olmad...ığını söylemiş sanırım.Mona Rosa
bulundu diye taratırsanız yazı çıkar.Hikaye
çok mükemmeldi***a,sanırım şaire sormak ,onun
şerh etmesini istemek daha doğru.Çünkü
hayranların bir hayali öyküleştirmesi var
sanki.Hani derler ya "şeyh uçmaz,mürit
uçurur." Evet Mona Roza şiiri çok
geniştir,I,II diye kısımları var.Evet o
dediğiniz şekilde dizildiğinde Muazzez Akkayam
çıkar.Sezai Karakoç belgeseli çekilmişti
yakında,onu izlemek lazım aslında.Yaşayan bir
değer,onu kaybetmeden istifade etmek
lazım.Teşekkürler.
ona ulaşıldığını biliyorum. ayrıca Sezai
Karakoç şiiri mezuniyette değil bir piknik
sırasında okuduğunu duydum ben...cemal süreyya
kısmını ise; sezai karakoç şiiri kimseye
vermiyor ve yayınlamıyor.cemal süreyya şiiri
okumak için istiyor ve onun itrazına rağmen bir
dergide yayımlatıyor. sayın Yiğit'in
dediği gibi anlatılanlara yazarın şerh
koyması ve bir kaç ay evvel hazırlanan
belgeseli izlemek lazım...
Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile
Fitnat Hanım’ın kızıdır. 1930’da
Geyve’de doğdu. 1949’da Kandilli Kız
Lisesi’ni “Pekiyi” derecede bitirdi.
S.B.F.’nden mezuniyetini müteakıb, Maliye
Bakanl...ığı stajyer Memurluğuna tayin
edilerek Devlet hizmetine girdi. Nisan 1955’te
Karayolları Genel Müdirliği, Ağustos 1955’te
tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957’de Devlet
Su İşleri Gn. Müdirliği Teşkilatlarında
Memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk
Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika
aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı
Hazine Avukat stajyerliğine, sonra
Avukatlığına getirildi. Eylül 1964’de Eşi
Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine
nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e
gitdi. 1967’de yine eşiyle birlikte Yurd’a
dönüp avukatlığa başladı. Halen (Mart 1970)
Ankara Barosu’na kayıldı avukatlık
yapmaktadır. 7 Kasım 1958 Cuma günü S.B.O.
1944 yılı (2602 Sıra Numaralı) mezunlarından
Orhan Giray ile evlendi; 9.6.1959 doğumlu
Ayşegül Giray, 24.3.1961 doğumlu Ela Meral
Giray adlarında 2 kızı ile 4.4.1967 doğumlu
İhsan adında 1 oğlu vardır (1970). İngilizce
bilmektedir." evet Muazzez hanım hakkında
biraz bilgi...Çok şükür ki canına
kıymamış,şiirden haberi bile olmamış.
bir kez daha hayran oldum şiire....belki de
öldü denilmesi bilinçlidir hani biz millet
olarak severiz ya olayları irdelemeyi belkide
sezai karakoçun bu konuda konuşmaması vede
öldü denilmesine hi...ç bir şekilde yorum
yapmaması onunla birlikte olamayacağı hayatın
içinde onunla anılmak,onun hayatına müdahil
olmak sezai karakoç gibi birine ters olduğu
içindir .en güzelinden siz bahsetmişsiniz bu
konu hakkında en net bilgiye sahip olan odur.ve
aslında tüm gerçek onlardadır..ama zaten her
haliyle hayallerime darbe vurcak bi durum yok
ortada beni etkileyen kısmı muazzez hanımın
ölmesi değil sezai karakoçun onu bir ömür
sevmesidir.yani dışardan bakınca öyle
görünüyor.......ama bilgilerime ekledikleriniz
için size,ortaokul dönemimden bu yana şiiri
asla unutmamama vesile olacak hikayeyi anlatan
edebiyat öğretmenime teşekkür ederim:)))
KARAKOÇ'u daha iyi anladım. polisiye
romanlarda olduğu gibi sanki cinayet ***izi
yapar gibi saniye saniye bir aşk ***izi
yapılmış olduğunu gördüm.hiç kimse o
fotoğrafa SEZAİ KARAKOÇ gibi ba...kamaz***a
sanki bak bak açığını yakaladım der gibi
yorum yapabilirmiş .neyse bu kadar yorumu
istemeyerek bende yaptım hocam affetsin şiir
mükemmel yorum güzel ve anladığım kadarıyla
bu şiirde her sanat eserinde olduğu gibi
herkeste başka bir etki
bırakıyor.FATİH'in dediği gibi herkes
kendi yediğinden gönderiyor.......