Seher Vakti Caldim Yarin Kapisini [HQ]

08 Temmuz 2010 Perşembe, 23:00

2559 izlenme
0

Yorumlar

Ünal Öztürk
Aşık Agâhî’nin “Seher vakti çaldım
yârin kapısın” diye başlayan şiirini
çoğumuz türkülerden herhangi bir türkü
bilir, öyle dinler. Oysa tarikatlerdeki seyr ü
sülûk erkânını anlatan tasavvufi bir metindir
bu. Biraz bizim dikkatsizliğimiz, bi...raz
okuyanların metnin bir bölümünü, çok zaman
aslına uymayan değişiklikler ve eklemelerle
okuması sebebiyle şiirin bu özelliği pek fark
edilmez.Halbuki şairin “yâr” dediği, tek ve
gerçek sevgili olan Allah’tır. Seher vakti
sevgilinin kapısını çalmış, sabah namazına
durmuş,***a “kapıların sürgülü”
olduğunu, yani açılmadığını görmüştür.
“Feth-i bâb”, yani “kapı açmak”,
sülûkta makamları aşmak yahut bazı ruh
müşküllerini halletmek anlamı yanında,
Miraç’taki bir hadiseyle bağlantılı olarak
daha ziyade “namaz”dır. Nitekim namaz
müminin miracıdır ve her rekâtta “feth”
(açmak) kökünden “Fâtiha” okunur.
Kapının sürgülü olması, açılmaması,
namazdan feyz alınamadığına, huşû’a
ulaşılamadığına işarettir. Kalbin değil,
cesedin namazı olduğu için huzur-ı ilâhiye
varılamamıştır.İşte kul bu elem ve
çaresizlik içindeyken “bir gözleri sürmeli
çıkagelir”. Şiirin devamında, onun
yardımıyla “kapıyı açtırıp içeri
giren” sâlikin bundan sonraki macerası
anlatılır. Biz meselenin o tarafını bırakıp,
kapıyı açtıran “gözleri sürmeli”nin kim
olduğuna bakalım.“Gözleri sürmeli”lerden
kasıt Cenab-ı Hakk’ın veli kullarıdır,
mürşid-i kâmillerdir. Kâmil mürşitler böyle
vasfedilerek onların bazı hususiyetlerine dikkat
çekilmek istenir. Birincisi, göze sürme çekmek
Efendimiz s.a.v.’in sünnetidir. Sünnetlere
titizlikle ittiba, mürşid-i kâmil’in en
önemli vasfıdır. “Gözleri sürmeli”
denmekle onların sünnete uygun yaşama
titizliklerinin belirginliği vurgulanmış olur.
İkincisi, sürme, gözün görüş kuvvetini
artıran bir maddedir. Kâmil mürşitler de
basiret sahibidir; diğer insanların göremediği
sırları, hakikatleri, güzellikleri,
incelikleri, uzaklıkları görebilirler.Sürme,
bir çeşit toz, ince bir topraktır. Göze
sürüldüğü için Türkçe’de “sürme”
dediğimiz bu madde, “kuhl” yahut
“tûtyâ” isimleriyle de bilinir. Sürmenin
aslında toz veya toprak olmasından hareketle
eskiler çok zarif hayaller geliştirmişlerdir.
Mesela sürmenin “hâk-i pây”, yani
sevgilinin ayağının tozu yahut sevgilinin
ayağını bastığı toprak olduğu ve bu yüzden
aşığın onu yüzüne gözüne sürdüğü
düşünülür. “Hâk-i pây” aynı zamanda
toprağa bırakılmış ayak izi demektir. Bunun
gözde olması, aşığın sürekli o izleri takip
ettiği anlamına gelir. Başka bir deyişle
“gözleri sürmeli” olan birisi, ya sevgilinin
ayağının tozunu toprağını gözüne sürerek
aşkının şiddetini, ya da hep onun izlerini
gözeterek sevgilinin peşinde yol aldığını
böylece göstermektedir.Sevgili Allah Tealâ
olunca, “hâk-i pây”, bize bahşedilen ve
Mutlak Sevgili’ye ulaşma yolunda istikametimizi
bulmamıza yarayan işaret ve alâmetlerdir ki bu
Kur’an-ı Kerim’dir. Nitekim “ayet”in
kelime anlamı “iz, işaret, belirti”
demektir. Bütün bunları toparlayacak olursak,
mürşid-i kâmil, Cenab-ı Hakkın ayetlerini
adeta gözüne sürme yaparak onlarla gören, her
şeye bu çerçeveden nazar kılan, her işinde
sadece ayetleri gözeten bir insandır. Yahut hem
vuslata giden yolda en doğru istikamet üzere
sürekli yürüdüğü, hem de arkasından
gelenler için emin bir kılavuz olduğu için
gözleri sürmelidir mürşid-i kâmilin.Emânî
mahlaslı bir şairimiz, sürme ile mürşid-i
kâmil münasebetine getirdiği farklı fakat yine
son derece ince ve zarif yorumunda şöyle
diyor:Erbâb-ı nazar hâk-i rehin sildi
süpürdüEy bâd-ı sabâ yâr eşiğine yelerek
gel.Yani, “nazar sahibi veli kullar sevgiliye
giden yoldaki bütün tozu toprağı sildi
süpürdü; bu yüzden ey saba rüzgârı, yârin
eşiğine hiç zahmetsiz, koşarak
gidebilirsin”. Bu beyitte açıkça zikredilmese
de “hâk” (toprak) ve “nazar” kelimeleri
“sürme” anlamını verir. Allah’a giden
yoldaki tozları gözüne sürme yaptığı için
basiret ve nazarla nimetlendirilen mürşid-i
kâmil, Asl’ına yönelenlerin yolunu böylece
açmış, işlerini kolaylaştırmıştır.Bugün
“yâr”in eşiğine giden yolda yelerek mesafe
alanlar bu yürüyüşlerini “gözleri
sürmeli”lere borçlu.Çok şükür ki, Cenab-ı
Hak otağının yapısını gözleri
sürmelilerden hâli bırakmıyor.Seher vakti
çaldım yârin kapısınBaktım yârin kapıları
sürmeliBoş bulmadım otağının
yapısınÇıkageldi bir gözleri
sürmeliAçtırdım kapıyı girdim içeriAklımı
başımdan aldı o periDedim sende buldum hâlis
gevheriDedi yok yok, bir mehenge sürmeliŞu kevn
ü mekânı tuttu ışığınNöbeti bekleyen
alır keşiğinBeklemeli o sultanın
eşiğinGünde yüz bin kerre yüzler
sürmeliAgâhî karıştır kanı yaş ileDost
bulunmaz hayal ile düş ileYetilmez menzile bu
gidiş ileHemen aşk atına binip
sürmeli

Yusuf Akif Bektas
Türküler vardir keyfidir .. Türküler vardir
manevidir.. ulasilacak menzile de ***üren
türküler de vardir.. dinleyin feyz alin..

Yusuf Akif Bektas
bunu seslendiren kim ünal abi?

Yorum Ekle

MUSA EROĞLU-AÇMA YARAM DERİNDEDİR03:55
14 yil önce
2113 izlenme
Beatbox ta son nokta !!07:00
14 yil önce
572 izlenme
Seher Vakti Caldim Yarin Kapisini [HQ]03:55
14 yil önce
2560 izlenme
DeRViŞ..MaNoLYa..!07:00
14 yil önce
2136 izlenme
John Cena Vs Sheamus [17 Mayıs 2010]07:00
14 yil önce
592 izlenme
Santino Morella Vs Vladmir Kozlov07:00
14 yil önce
573 izlenme
Seni Seviyorum (Deniz) [HQ]04:33
14 yil önce
374 izlenme