Hay Maşallah Ne Mübarek İnsan . . Mekanın
CenneT 0olsun İNŞ*
Mehmet Fatih Akgün
07 Eylül 2010 Salı, 16:30
her ilde böyle imanı tam bir kaç vaiz olsa
Rabbim nasip eder İNŞALLAH
Ahmet Yakın
07 Eylül 2010 Salı, 18:56
ağzına sağlık hocam
Hakki Hak
07 Eylül 2010 Salı, 20:26
ÇOCUKLARIMIZ MALESF AYDIN DOĞAN İTİNİN
PAZARLADIĞI KARAKTERLERİ ÖRNEK ALIYOR
Şafak Aydın
07 Eylül 2010 Salı, 21:40
çocuklarımız tarkanı örnek alıyor neymiş
efendim gençlerin ilahı tarkanmış başka adam
kalmamış gibi niye gençlere mevlanayı
sevdirmediniz niye imamı rabbaniyi
sevdirmedinizde kokuşmuş insanları gençlere
sevdirdiniz ey zalim oğlu zalimler
Cevdet Yeşilkaya
07 Eylül 2010 Salı, 21:44
Ramazan İtikâf ve Muhasebe Mevsimidir Hz. Aişe
(r.a) validemiz anlatıyor: “Ramazan ayının
son on günü girdiğinde Allah Rasûlü (s.a.v)
geceleri ihya eder ev halkını uyandırır ev
halkıyla ilişkisini keser kendini tamamen
ibadete verirdi”.[1]P...eygamberimiz
(s.a.v)’in Medine’ye hicret ettikten sonra
Ramazan aylarında hiç terk etmediği itikâf
sünneti ümmetine nebevî bir hatıra ve farklı
ibadet örneği olarak miras bırakılmıştı.
Onun için vacip ümmeti için sünnet olan
itikâf Allah’a yakın olmak için en güzel
vesilelerden biridir. İtikâf Mü’min kulun
dünya işlerinden uzaklaşarak evinden ve çoluk
çocuğundan ayrılarak Ramazanın son on
gününü ve gecelerini mescidde ibadet ve taatle
Kur’an ve zikirle dua ve niyazla tevbe ve
istiğfarla muhasebe ve tefekkürle geçirmesi
takva yolunda ilerlemesi kendisini tamamen Rabbine
vermesi ibadetidir.İtikâf süresince sadece
abdest tazeleme için mescid dışına çıkan
iftar ve sahur yemekleri yakınları veya
dostları tarafından getirilen dünya kelâmına
günlük haberlere ve yakın çevresine iltifat
etmeyen müslüman bu ibadeti yerine getirirken
ölüm ve ahireti kulluk sorumluluğunu ve
günahlarını düşünür vaktini yaşlı
gözlerle kılacağı nafile namazlarla zikir ve
dualarla ya da ilmî eserleri mütalaa etmek
suretiyle değerlendirir görünüşte insanlarla
beraber olsa da gönlü Hak’la beraber olur
Alemlerin Rabbine yaklaşmaya çalışır. En
faziletli ve en feyizli itikâf Mekke’de
Mescid-i Haramda ve Medine’de Mescid-i
Nebevî’de yapılan itikâf olsa da; itikâf her
mescidde yapılabilir. Hanımlar için eşlerinin
iznini almaları şartıyla itikâf ibadetini
yapmaları için en faziletli ve en güzel yer
evlerinin en sakin en ıssız
köşesidir.Mekke’de Kabe-i Muazzama’nın
huzurunda itikâfa duran genç müslümanların
geceleyin bir köşede secdede “Allahummağfir
lî (Allahım!. Beni bağışla bana mağfiret
eyle)” diye dakikalarca ağladığını yaşlı
gözlerle ümmet-i Muhammed için içi
parçalanırcasına dua ettiğini
gördüğünüzde itikâfın sadece şeklî bir
ibadet olmadığını gönülleri ürperten
ruhları incelten gözleri dolduran çok***a çok
farklı bir ibadet olduğunu anlıyorsunuz. Bu
ibadet müslümanı hayattan koparıp camilere
hapsetmek toplumdan uzaklaştırıp sadece
nefsiyle meşgul etmek için değil bilakis
maneviyat kampı’na girip bayram sonrası
hayatî görevine daha canlı ve daha heyecanlı
olarak kaldığı yerden devam etmesini sağlamak
için tavsiye edilmiştir.Yaşlanmadan bitkinlik
ve çaresizlik dönemine girmeden fırsatları
kaybetmeden önce hayatımızda bir defa olsun bu
ibadeti ihya etme niyetimiz ve arzumuz
olmalıdır. Ayrıca imkân bulunursa Ramazanda
umre yapılmalı “Ramazanda yapılan Umre bir
hac sevabına eşittir”[2] şeklindeki nebevî
müjde de unutulmamalıdır
Doğan Elmas
08 Eylül 2010 Çarşamba, 00:41
ALLAH razı olsun senden hocam senin sözlerin
kendini bilmeyen cahillere mermi gibi tesirli ...
keşke şimdi olsaydın keşke bizde o güzel
sohbetlerinde bulunabilseydik ALLAH mekanını
cennet etsin ey güzel insan....
Bekir Parlak
08 Eylül 2010 Çarşamba, 07:31
allah senin gibi hocalari basimizdan ek***
etmesin allah senden razi olsun!
Yorumlar
CenneT 0olsun İNŞ*
Rabbim nasip eder İNŞALLAH
PAZARLADIĞI KARAKTERLERİ ÖRNEK ALIYOR
efendim gençlerin ilahı tarkanmış başka adam
kalmamış gibi niye gençlere mevlanayı
sevdirmediniz niye imamı rabbaniyi
sevdirmedinizde kokuşmuş insanları gençlere
sevdirdiniz ey zalim oğlu zalimler
(r.a) validemiz anlatıyor: “Ramazan ayının
son on günü girdiğinde Allah Rasûlü (s.a.v)
geceleri ihya eder ev halkını uyandırır ev
halkıyla ilişkisini keser kendini tamamen
ibadete verirdi”.[1]P...eygamberimiz
(s.a.v)’in Medine’ye hicret ettikten sonra
Ramazan aylarında hiç terk etmediği itikâf
sünneti ümmetine nebevî bir hatıra ve farklı
ibadet örneği olarak miras bırakılmıştı.
Onun için vacip ümmeti için sünnet olan
itikâf Allah’a yakın olmak için en güzel
vesilelerden biridir. İtikâf Mü’min kulun
dünya işlerinden uzaklaşarak evinden ve çoluk
çocuğundan ayrılarak Ramazanın son on
gününü ve gecelerini mescidde ibadet ve taatle
Kur’an ve zikirle dua ve niyazla tevbe ve
istiğfarla muhasebe ve tefekkürle geçirmesi
takva yolunda ilerlemesi kendisini tamamen Rabbine
vermesi ibadetidir.İtikâf süresince sadece
abdest tazeleme için mescid dışına çıkan
iftar ve sahur yemekleri yakınları veya
dostları tarafından getirilen dünya kelâmına
günlük haberlere ve yakın çevresine iltifat
etmeyen müslüman bu ibadeti yerine getirirken
ölüm ve ahireti kulluk sorumluluğunu ve
günahlarını düşünür vaktini yaşlı
gözlerle kılacağı nafile namazlarla zikir ve
dualarla ya da ilmî eserleri mütalaa etmek
suretiyle değerlendirir görünüşte insanlarla
beraber olsa da gönlü Hak’la beraber olur
Alemlerin Rabbine yaklaşmaya çalışır. En
faziletli ve en feyizli itikâf Mekke’de
Mescid-i Haramda ve Medine’de Mescid-i
Nebevî’de yapılan itikâf olsa da; itikâf her
mescidde yapılabilir. Hanımlar için eşlerinin
iznini almaları şartıyla itikâf ibadetini
yapmaları için en faziletli ve en güzel yer
evlerinin en sakin en ıssız
köşesidir.Mekke’de Kabe-i Muazzama’nın
huzurunda itikâfa duran genç müslümanların
geceleyin bir köşede secdede “Allahummağfir
lî (Allahım!. Beni bağışla bana mağfiret
eyle)” diye dakikalarca ağladığını yaşlı
gözlerle ümmet-i Muhammed için içi
parçalanırcasına dua ettiğini
gördüğünüzde itikâfın sadece şeklî bir
ibadet olmadığını gönülleri ürperten
ruhları incelten gözleri dolduran çok***a çok
farklı bir ibadet olduğunu anlıyorsunuz. Bu
ibadet müslümanı hayattan koparıp camilere
hapsetmek toplumdan uzaklaştırıp sadece
nefsiyle meşgul etmek için değil bilakis
maneviyat kampı’na girip bayram sonrası
hayatî görevine daha canlı ve daha heyecanlı
olarak kaldığı yerden devam etmesini sağlamak
için tavsiye edilmiştir.Yaşlanmadan bitkinlik
ve çaresizlik dönemine girmeden fırsatları
kaybetmeden önce hayatımızda bir defa olsun bu
ibadeti ihya etme niyetimiz ve arzumuz
olmalıdır. Ayrıca imkân bulunursa Ramazanda
umre yapılmalı “Ramazanda yapılan Umre bir
hac sevabına eşittir”[2] şeklindeki nebevî
müjde de unutulmamalıdır
kendini bilmeyen cahillere mermi gibi tesirli ...
keşke şimdi olsaydın keşke bizde o güzel
sohbetlerinde bulunabilseydik ALLAH mekanını
cennet etsin ey güzel insan....
etmesin allah senden razi olsun!