yiğit bulutun babası menderesin idamını
görmüş bir insandır.o yüzden bu kötü
gidişhata dur diyen bir yönetimi savunuyo ki
haklıda.
Zeki Ademoğlu
13 Kasim 2010 Cumartesi, 12:15
Türkiye yüzünü doğuya döndüğünde
TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ'ni görüyor...
Mehmet Akın
13 Kasim 2010 Cumartesi, 00:59
dillerine sağlık.
Atilla Bakkal
13 Kasim 2010 Cumartesi, 13:43
rehat ,30 kere paylaştım ki öğrensinler
Eyüp Türedi
13 Kasim 2010 Cumartesi, 14:22
helal olsun her şeyi sansürsüzce söylüyor
Erhan Öztürk
13 Kasim 2010 Cumartesi, 16:21
Gerçek Atatürkçü kim?12 Kasım 2010 Cuma,
17:23 tarihinde Yiğit Bulut tarafından eklendiBU
ülke neler çekmedi ki; Atatürkçü levhasının
arkasına saklanıp, ülkenin kanını emenlerden
veya emilmesine alet olanlardan......Sevgili
dostlar, yanlış okumadınız aynen böyle
düşünüyorum ve 1946 sonrasında
"Türkiye'nin yediği kazıklara
bakınca" arkasında KENDİLERİNE GÖRE hep
aynı "etiketi taşıyan adamları"
görüyorum...Daha açık yazayım: Ulu
Önder'i, yanındakiler anlamış, sindirmiş
ve gerçekten lider olarak
akıllarına-ruhlarına-düşüncelerine işlemiş
olsalardı Türkiye daha 1946'da
"uluslararası emperyal düzenin kanını
emdiği mecralardan birine"dönmezdi...Bu
noktada biraz geriye dönelim ve 1946 sonrasını
hatırlayalım. Yedi düvele karşı
"bağımsızlık savaşı" vermiş bir
Türkiye, Atatürk'ün ölümünden sadece 8
yıl sonra "okyanus ötesinden" silah
adı altında "hurda", kredi adı
altında "sadaka" toplamaya başlamış.
Yeni kurulmakta olan ve "IMF-Dünya
Bankası-NATO ve BM" üzerine oturacak olan
sistem "Türkiye'ye ilk iğneyi"
tam damardan takmış. O dönemde iktidarda yine
kendilerine göre Atatürkçüler var ve
"Atatürkçülüğü" kimseye
bırakmıyorlar...1955 sonrası durum biraz
farklı. Okyanus ötesinden alamadığımız
"maddi yardımların" Rusya ile iş
yaparak sağlanması sorgulanıyor ve sonuç
açık: Darbe ve bu dönemin
kapanması...Türkiye'yi yardım alan
konumundan iş yapar hale getirmeyi düşünenler
"gerici", onları devirtenler
"Atatürkçü"! Tam bu noktada s***ım;
Atatürk yaşasa, "dilenci kıvamında"
yardım alan bir Türkiye mi hayal edecekti o
dönemde...Sevgili dostlar, 1977-1980 ve sonrası
da farklı değil. 1977-1978 döneminde
"emperyal düzen" Türkiye'ye yine
yükleniyor, istekleri çok açık ve bunu Dünya
Bankası raporu ile de tespit ediyorlar; üreten
değil pazar olan bir ekonominiz olmalı! Ecevit,
bu duruma tepki olarak "temel atma
törenleri" yapıyor, Sivas'a kadar
gidip demiryolu temeline harcı koyuyor. Anlatmak
istediği bariz***a engel olması mümkün değil.
Yine kendilerini "Atatürkçü" olarak
tanımlayanlar sahneye çıkıyor ve Türkiye
Dünya Bankası raporuna 1980 darbesi sonrası
teslim ediliyor, hem de "siyasi linç"
eşliğinde! Darbe sonrası "depolitize
olmuş" bir toplum yaratılıyor ve Türkiye
2001 krizine kadar bu kurgu eşliğinde
sömürülüyor, 1980-2010 arasında ödediğimiz
faiz ve ana para 1.5 trilyon dolardan
fazla...Gelelim 2001 krizine...Türkiye'yi
yönetenlerin tamamı Atatürkçü. 28 Şubat
sürecinden yeni çıkılmış, sözde
Atatürkçü enflasyondan geçilmiyor. Ama ne
oluyorsa oluyor ve "Türkiye, muhtar bile
seçilmemiş" bir adama "altın
tepsi" içinde teslim ediliyor. Bu arkadaş
istediği her yasayı TBMM'den geçirttiği
gibi ülkeyi % 14.5 faizle 35 milyar dolar borca
sokuyor! Emperyal düzen için "altın
çağ"! Bir de önemli bir intikam alınmış
oluyor; 1974 harekâtını yapan Ecevit'ten
"küresel düzene karşı çıkmanın"
faturası da tahsil edilmiş oluyor...Bunları
yapanlar-yaptıranlar ve sebep-sonuç ilişkisinde
yer alanlar hep "Atatürkçü"!Sonuç:
1946 sonrası özellikle 1989 sonrası değişen
dünya düzeninde; Batı emperyalizmi, Türkiye
Doğu'ya dönüp oradaki potansiyeli
kullanamasın diye "iki mengene"
yarattı: İrtica ve bölünme! Amaç çok açık
ve netti; "Bize muhtaç olsun, oradaki
potansiyeli kullanmasın, borçlanarak
yaşasın!" İşin en kötüsü de bu modeli
anlayamayanlar hatta alet olanlar kendilerine
göre yine "Atatürkçü" etiketi
taşıyanlardı...Son söz: Kim gerçek
Atatürkçü? Çok açık: Türkiye üstüne
oynanan oyunları anlayıp, engel olmaya
çalışanlar ve karşılaştığı her durumda
"Atatürk olsa bunu kabul eder miydi"
sorusunu soranlar! Bir soru sorarak bitireyim;
Atatürk yaşasa "emperyal düzenin"
1946-2007 arasında Türkiye'nin kanını
emmesine izin verir miydi?
Adem Bayram
13 Kasim 2010 Cumartesi, 16:52
YAPILAN HER YANLIŞTAN KURTULMAK İÇİN ATA YI
KULLANAN VE BUDA YETMEZ DİYİP ATAYI PUTLAŞTIRAN
ZİHNİYETİ İSTEMİYORUZ ATA YI MALZEME OLARAK
KULLANARAK CANIM TÜRKİYEMİ GEL-GEÇ YAPIP
SENELERDİR GECMİŞE VE KARANLIĞA GÖMEN
ZİHNİYETİN ALLAH BELASINI VERSİN
Ferit Bey
13 Kasim 2010 Cumartesi, 17:09
Çok önemli noktalara değinmiş.Bu çarkı
yöneten insanlar bir gün bunun bedelini
ödeceyecekler.Dünyada böyle düzenbazlık
olmaz. Atatürk kavramı üzerine rant zağlamayı
meslek edinmiş bu insanlar. Kurdukları tezgaha
başkaldıranıda sistamatik yllarla
öldürttüler. Sonra Ülkedeki ikilemi tetiyip
zenginliklerine zenginlik kattı sözde Atatürk
ü sevenler ve sözde vatan sahipleri.
Adem أدم اسكيل
13 Kasim 2010 Cumartesi, 18:15
kim tutar senii...
Raşit Baştürk
14 Kasim 2010 Pazar, 00:55
tamamına katılmasamda kısmen katılıyorum
nedenmi? bende gürcüyüm dedelerim batumdan
gelmiş ve çanakkalede yatan şehit dedem var
gurur duyuyoruz. şimdi soruyorum gürcüyüm diye
bende dışlanacakmıyım, bu topraklarda bana yer
yokmu?. birileri çıkıp bana anlatsın bende
bileyim. evet kendi dininden korkan ve kendi
vatandaşından korktukça TÜRKİYe CUMHURİYETİ
DEVLETİ OLAMAZ. çok şükür müslümanım
elhamdüillah. çok şükür türküm türk
vatandaşıyım.
Yorumlar
tşk
görmüş bir insandır.o yüzden bu kötü
gidişhata dur diyen bir yönetimi savunuyo ki
haklıda.
TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ'ni görüyor...
17:23 tarihinde Yiğit Bulut tarafından eklendiBU
ülke neler çekmedi ki; Atatürkçü levhasının
arkasına saklanıp, ülkenin kanını emenlerden
veya emilmesine alet olanlardan......Sevgili
dostlar, yanlış okumadınız aynen böyle
düşünüyorum ve 1946 sonrasında
"Türkiye'nin yediği kazıklara
bakınca" arkasında KENDİLERİNE GÖRE hep
aynı "etiketi taşıyan adamları"
görüyorum...Daha açık yazayım: Ulu
Önder'i, yanındakiler anlamış, sindirmiş
ve gerçekten lider olarak
akıllarına-ruhlarına-düşüncelerine işlemiş
olsalardı Türkiye daha 1946'da
"uluslararası emperyal düzenin kanını
emdiği mecralardan birine"dönmezdi...Bu
noktada biraz geriye dönelim ve 1946 sonrasını
hatırlayalım. Yedi düvele karşı
"bağımsızlık savaşı" vermiş bir
Türkiye, Atatürk'ün ölümünden sadece 8
yıl sonra "okyanus ötesinden" silah
adı altında "hurda", kredi adı
altında "sadaka" toplamaya başlamış.
Yeni kurulmakta olan ve "IMF-Dünya
Bankası-NATO ve BM" üzerine oturacak olan
sistem "Türkiye'ye ilk iğneyi"
tam damardan takmış. O dönemde iktidarda yine
kendilerine göre Atatürkçüler var ve
"Atatürkçülüğü" kimseye
bırakmıyorlar...1955 sonrası durum biraz
farklı. Okyanus ötesinden alamadığımız
"maddi yardımların" Rusya ile iş
yaparak sağlanması sorgulanıyor ve sonuç
açık: Darbe ve bu dönemin
kapanması...Türkiye'yi yardım alan
konumundan iş yapar hale getirmeyi düşünenler
"gerici", onları devirtenler
"Atatürkçü"! Tam bu noktada s***ım;
Atatürk yaşasa, "dilenci kıvamında"
yardım alan bir Türkiye mi hayal edecekti o
dönemde...Sevgili dostlar, 1977-1980 ve sonrası
da farklı değil. 1977-1978 döneminde
"emperyal düzen" Türkiye'ye yine
yükleniyor, istekleri çok açık ve bunu Dünya
Bankası raporu ile de tespit ediyorlar; üreten
değil pazar olan bir ekonominiz olmalı! Ecevit,
bu duruma tepki olarak "temel atma
törenleri" yapıyor, Sivas'a kadar
gidip demiryolu temeline harcı koyuyor. Anlatmak
istediği bariz***a engel olması mümkün değil.
Yine kendilerini "Atatürkçü" olarak
tanımlayanlar sahneye çıkıyor ve Türkiye
Dünya Bankası raporuna 1980 darbesi sonrası
teslim ediliyor, hem de "siyasi linç"
eşliğinde! Darbe sonrası "depolitize
olmuş" bir toplum yaratılıyor ve Türkiye
2001 krizine kadar bu kurgu eşliğinde
sömürülüyor, 1980-2010 arasında ödediğimiz
faiz ve ana para 1.5 trilyon dolardan
fazla...Gelelim 2001 krizine...Türkiye'yi
yönetenlerin tamamı Atatürkçü. 28 Şubat
sürecinden yeni çıkılmış, sözde
Atatürkçü enflasyondan geçilmiyor. Ama ne
oluyorsa oluyor ve "Türkiye, muhtar bile
seçilmemiş" bir adama "altın
tepsi" içinde teslim ediliyor. Bu arkadaş
istediği her yasayı TBMM'den geçirttiği
gibi ülkeyi % 14.5 faizle 35 milyar dolar borca
sokuyor! Emperyal düzen için "altın
çağ"! Bir de önemli bir intikam alınmış
oluyor; 1974 harekâtını yapan Ecevit'ten
"küresel düzene karşı çıkmanın"
faturası da tahsil edilmiş oluyor...Bunları
yapanlar-yaptıranlar ve sebep-sonuç ilişkisinde
yer alanlar hep "Atatürkçü"!Sonuç:
1946 sonrası özellikle 1989 sonrası değişen
dünya düzeninde; Batı emperyalizmi, Türkiye
Doğu'ya dönüp oradaki potansiyeli
kullanamasın diye "iki mengene"
yarattı: İrtica ve bölünme! Amaç çok açık
ve netti; "Bize muhtaç olsun, oradaki
potansiyeli kullanmasın, borçlanarak
yaşasın!" İşin en kötüsü de bu modeli
anlayamayanlar hatta alet olanlar kendilerine
göre yine "Atatürkçü" etiketi
taşıyanlardı...Son söz: Kim gerçek
Atatürkçü? Çok açık: Türkiye üstüne
oynanan oyunları anlayıp, engel olmaya
çalışanlar ve karşılaştığı her durumda
"Atatürk olsa bunu kabul eder miydi"
sorusunu soranlar! Bir soru sorarak bitireyim;
Atatürk yaşasa "emperyal düzenin"
1946-2007 arasında Türkiye'nin kanını
emmesine izin verir miydi?
KULLANAN VE BUDA YETMEZ DİYİP ATAYI PUTLAŞTIRAN
ZİHNİYETİ İSTEMİYORUZ ATA YI MALZEME OLARAK
KULLANARAK CANIM TÜRKİYEMİ GEL-GEÇ YAPIP
SENELERDİR GECMİŞE VE KARANLIĞA GÖMEN
ZİHNİYETİN ALLAH BELASINI VERSİN
yöneten insanlar bir gün bunun bedelini
ödeceyecekler.Dünyada böyle düzenbazlık
olmaz. Atatürk kavramı üzerine rant zağlamayı
meslek edinmiş bu insanlar. Kurdukları tezgaha
başkaldıranıda sistamatik yllarla
öldürttüler. Sonra Ülkedeki ikilemi tetiyip
zenginliklerine zenginlik kattı sözde Atatürk
ü sevenler ve sözde vatan sahipleri.
nedenmi? bende gürcüyüm dedelerim batumdan
gelmiş ve çanakkalede yatan şehit dedem var
gurur duyuyoruz. şimdi soruyorum gürcüyüm diye
bende dışlanacakmıyım, bu topraklarda bana yer
yokmu?. birileri çıkıp bana anlatsın bende
bileyim. evet kendi dininden korkan ve kendi
vatandaşından korktukça TÜRKİYe CUMHURİYETİ
DEVLETİ OLAMAZ. çok şükür müslümanım
elhamdüillah. çok şükür türküm türk
vatandaşıyım.